HATA BİLDİRİMLERİNİZ İÇİN TIKLAYIN
سُورَةُالْمَائِدَةِ  ١١٧ 
الجزء ٦

وَاِذَا نَادَيْتُمْ اِلَى الصَّلٰوةِ اتَّخَذُوهَا هُزُوًا وَلَعِبًاۜ ذٰلِكَ بِاَنَّهُمْ قَوْمٌ لَا يَعْقِلُونَ ﴿ ٥٨ ﴾ قُلْ يَٓا اَهْلَ الْكِتَابِ هَلْ تَنْقِمُونَ مِنَّٓا اِلَّٓا اَنْ اٰمَنَّا بِاللّٰهِ وَمَٓا اُنْزِلَ اِلَيْنَا وَمَٓا اُنْزِلَ مِنْ قَبْلُۙ وَاَنَّ اَكْثَرَكُمْ فَاسِقُونَ ﴿ ٥٩ ﴾ قُلْ هَلْ اُنَبِّئُكُمْ بِشَرٍّ مِنْ ذٰلِكَ مَثُوبَةً عِنْدَ اللّٰهِۜ مَنْ لَعَنَهُ اللّٰهُ وَغَضِبَ عَلَيْهِ وَجَعَلَ مِنْهُمُ الْقِرَدَةَ وَالْخَنَاز۪يرَ وَعَبَدَ الطَّاغُوتَۜ اُو۬لٰٓئِكَ شَرٌّ مَكَانًا وَاَضَلُّ عَنْ سَوَٓاءِ السَّب۪يلِ ﴿ ٦٠ ﴾ وَاِذَا جَٓاؤُ۫كُمْ قَالُٓوا اٰمَنَّا وَقَدْ دَخَلُوا بِالْكُفْرِ وَهُمْ قَدْ خَرَجُوا بِه۪ۜ وَاللّٰهُ اَعْلَمُ بِمَا كَانُوا يَكْتُمُونَ ﴿ ٦١ ﴾ وَتَرٰى كَث۪يرًا مِنْهُمْ يُسَارِعُونَ فِي الْاِثْمِ وَالْعُدْوَانِ وَاَكْلِهِمُ السُّحْتَۜ لَبِئْسَ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ ﴿ ٦٢ ﴾ لَوْلَا يَنْهٰيهُمُ الرَّبَّانِيُّونَ وَالْاَحْبَارُ عَنْ قَوْلِهِمُ الْاِثْمَ وَاَكْلِهِمُ السُّحْتَۜ لَبِئْسَ مَا كَانُوا يَصْنَعُونَ ﴿ ٦٣ ﴾ وَقَالَتِ الْيَهُودُ يَدُ اللّٰهِ مَغْلُولَةٌۜ غُلَّتْ اَيْد۪يهِمْ وَلُعِنُوا بِمَا قَالُواۢ بَلْ يَدَاهُ مَبْسُوطَتَانِۙ يُنْفِقُ كَيْفَ يَشَٓاءُۜ وَلَيَز۪يدَنَّ كَث۪يرًا مِنْهُمْ مَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَ طُغْيَانًا وَكُفْرًاۜ وَاَلْقَيْنَا بَيْنَهُمُ الْعَدَاوَةَ وَالْبَغْضَٓاءَ اِلٰى يَوْمِ الْقِيٰمَةِۜ كُلَّمَٓا اَوْقَدُوا نَارًا لِلْحَرْبِ اَطْفَاَهَا اللّٰهُۙ وَيَسْعَوْنَ فِي الْاَرْضِ فَسَادًاۜ وَاللّٰهُ لَا يُحِبُّ الْمُفْسِد۪ينَ ﴿ ٦٤ ﴾

سُورَةُالْمَائِدَةِ  ١١٧ 
الجزء ٦
Mâide Sûresi  117 
Cüz  6

58  Birbirinizi (ezanla) namaza seslediğinizde, (o kâfirler) onu (ezanı ve namazı) bir eğlence ve bir oyun (vesilesi) edinirler. İşte bu, şu sebepledir ki gerçekten onlar öyle kötü bir toplumdurlar ki akıllarını kullanmazlar. (Zira akıl bu gibi yanlışlardan insanı engellediği gibi beyin sizlik de, hakkı bilmemeye ve onun la dalga geçmeye sebep olur.)
İbni Abbâs (Radıyallâhu anhümâ)dan rivayet edildiğine göre; Rasûlullâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)`in müezzini ezan okuyup Müslümanlar namaza kalktığında Yahudiler: “Kalktılar, kalkmaz olasıcalar!” dediler. Onları rükû ve secde yaparken gördüklerinde de alay edip gülmeye başladılar, işte bunun üzerine Allâh-u Te’âlâ bu âyet-i celîleyi indirdi. Bu yüzden ulemâ: “Ezan sırf rüya ile de ğil, Kur’ân’ın açık nassıyla da sabittir!” demişlerdir. Âyet-i kerîmenin sebeb-i nüzûlüyle ilgili farklı rivayetler; ezanla ilgili görülen rüyalar; ezanla ilgili bazı hükümler; ezan ve müezzinliğin fazileti hakkındaki hadîs-i şerîf ve rivayetler ve ezanın tasavvufî manaları için bakınız: Rûhu’l- Furkan: 7/239-258

59  (Habîbim!) De ki: “Ey kitap ehli! Siz bizim an cak Allâh’a, bize indirilmiş olana ve daha önce in dirilmiş bulunan (tüm kitap)lara inanmış ol mamızı beğenmiyorsunuz, bir de (dinimizi beğenmemeniz) şu nedenle(dir) ki; ekseriniz gerçekten (yoldan çık mış) fâsık kimselersiniz!”

60  (Habîbim! Müslümanlara: “Sizin dininizden da ha şerli bir din bilmiyoruz!” diyen o Yahudilerden her birine) de ki: “İşte Allâh katında cezası bu (hoş görülmeyen ima)n(ımız)dan (sizce de) daha şerli olan bir şeyi size haber vereyim mi? (Cumartesi yasağını ihlal eden ve Îsâ (Aleyhisselâm)`a gelen sofrayı inkâr eden Yahudi ler içerisinden) o kimse ki; Allâh kendisine lânet etmiştir, üzerine gazap indirmiştir, bir kısımlarını maymunlar ve domuzlar yapmıştır ve o, (buzağı, şeytan ve kâhinler gibi Allâh’a masiyet uğrunda ken disine itaat edilen) tâğûta tapmıştır. İşte o (mel`u)nlar, (diğer kâfirlere nispetle) konum bakımından daha kötüdürler ve yolun doğ rusundan en çok sapanlardır!”

61  (Ey Müslümanlar! Yanınıza münafıkça sokulan Yahudiler ve diğer münafıklar) size geldikleri zaman: “Biz (size gelen dine) iman ettik!” derler. Oysa onlar (sizin yanınıza) muhakkak kâfirlikle girmişler ve yine kendileri şüphesiz onunla çıkmışlardır. Allâh ise, gizlemekte bulunmuş oldukları (kâfir lik ve münafıklık gibi) şeyleri çok iyi bilendir!

62  (Habîbim!) Onlardan birçoğunu görürsün ki (yalan gibi büyük) günahlar, zulümler ve (özellikle) haram yeyişleri içerisinde koşuşmaktadırlar. Onların yapmakta bulunmuş oldukları o şey, andolsun ki; elbette ne kötü olmuştur!

63  (Allâh’a bağlı geçinen) o rabbânî kimseler ve âlimler, günah (olan yalan)ı söylemelerinden, birde (rüşvet ve fâiz gibi) haramı yemelerinden onları nehyetseydi ya! Onların sanat halinde işlemiş oldukları bu (nemelâzımcılık)(i), kasem olsun ki; gerçekten ne fena olmuştur!

64  (Muhammed (Sallâllâhu Aley hi ve Sellem) gönderilin ceye ka dar, insanların en zengini olan Yahudiler, onu in kâr etme leri üzerine, Allâh tarafından bir bela olarak darlığa düşürülünce, içlerinden Fenhâs ve onun sözüne râzı olan) Yahudiler: “Allâh’ın eli bağlı (ve sıkı) dır!” dedi. (Fakirlik, cimrilik ve esirlik çekerek) elleri bağlana sıcalar ve söylemiş oldukları şey yüzünden lânet olasıcalar! Hayır! O’nun (şekilden münezzeh olan) iki eli de açıktır (ki onlar, cömertlik ve nimetini temsil etmektedirler). O dilediği şekilde infak eder (istediğine istediği kadar verir). Sana Rabbinden indirilmiş olan o şey(i inkâr), andolsun ki onlardan birçoğunu azgınlık ve kâfirlik bakımından elbette artıracaktır. Biz de onların arasına kıyâmet gününe kadar (devam edecek) bir düşmanlık ve kin bıraktık. (Bu yüzden, toplu görünseler de, asla kalpleri ve sözleri birleşmeyecektir.) Onlar her ne zaman (Rasûlullâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)`e ve diğer insanlara) harp için bir ateş yakmışlar (ve bir fitne çıkartmışlar)sa Allâh onu söndürmüştür. Onlar yer(yüzün)de (hilekârlık, harp çıkartma, fit ne uyandırma ve İslâm’ı zayıflatma gibi) fesat(ları kö rüklemek) için çalışırlar. Allâh ise fesat çıkaranları sevmez (onların bu işine rıza göstermez)!

Mâide Sûresi  117 
Cüz  6
cihanyamaneren