HATA BİLDİRİMLERİNİZ İÇİN TIKLAYIN
سُورَةُالْاَنْعَامِ  ١٣١ 
الجزء ٧

اِنَّمَا يَسْتَج۪يبُ الَّذ۪ينَ يَسْمَعُونَۜ وَالْمَوْتٰى يَبْعَثُهُمُ اللّٰهُ ثُمَّ اِلَيْهِ يُرْجَعُونَ ﴿ ٣٦ ﴾ وَقَالُوا لَوْلَا نُزِّلَ عَلَيْهِ اٰيَةٌ مِنْ رَبِّه۪ۜ قُلْ اِنَّ اللّٰهَ قَادِرٌ عَلٰٓى اَنْ يُنَزِّلَ اٰيَةً وَلٰكِنَّ اَكْثَرَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ ﴿ ٣٧ ﴾ وَمَا مِنْ دَٓابَّةٍ فِي الْاَرْضِ وَلَا طَٓائِرٍ يَط۪يرُ بِجَنَاحَيْهِ اِلَّٓا اُمَمٌ اَمْثَالُكُمْۜ مَا فَرَّطْنَا فِي الْكِتَابِ مِنْ شَيْءٍ ثُمَّ اِلٰى رَبِّهِمْ يُحْشَرُونَ ﴿ ٣٨ ﴾ وَالَّذ۪ينَ كَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَا صُمٌّ وَبُكْمٌ فِي الظُّلُمَاتِۜ مَنْ يَشَاِ اللّٰهُ يُضْلِلْهُۜ وَمَنْ يَشَأْ يَجْعَلْهُ عَلٰى صِرَاطٍ مُسْتَق۪يمٍ ﴿ ٣٩ ﴾ قُلْ اَرَاَيْتَكُمْ اِنْ اَتٰيكُمْ عَذَابُ اللّٰهِ اَوْ اَتَتْكُمُ السَّاعَةُ اَغَيْرَ اللّٰهِ تَدْعُونَۚ اِنْ كُنْتُمْ صَادِق۪ينَ ﴿ ٤٠ ﴾ بَلْ اِيَّاهُ تَدْعُونَ فَيَكْشِفُ مَا تَدْعُونَ اِلَيْهِ اِنْ شَٓاءَ وَتَنْسَوْنَ مَا تُشْرِكُونَ۟ ﴿ ٤١ ﴾ وَلَقَدْ اَرْسَلْنَٓا اِلٰٓى اُمَمٍ مِنْ قَبْلِكَ فَاَخَذْنَاهُمْ بِالْبَأْسَٓاءِ وَالضَّرَّٓاءِ لَعَلَّهُمْ يَتَضَرَّعُونَ ﴿ ٤٢ ﴾ فَلَوْلَٓا اِذْ جَٓاءَهُمْ بَأْسُنَا تَضَرَّعُوا وَلٰكِنْ قَسَتْ قُلُوبُهُمْ وَزَيَّنَ لَهُمُ الشَّيْطَانُ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ ﴿ ٤٣ ﴾ فَلَمَّا نَسُوا مَا ذُكِّرُوا بِه۪ فَتَحْنَا عَلَيْهِمْ اَبْوَابَ كُلِّ شَيْءٍۜ حَتّٰٓى اِذَا فَرِحُوا بِمَٓا اُو۫تُٓوا اَخَذْنَاهُمْ بَغْتَةً فَاِذَا هُمْ مُبْلِسُونَ ﴿ ٤٤ ﴾

سُورَةُالْاَنْعَامِ  ١٣١ 
الجزء ٧
En`âm Sûresi  131 
Cüz  7

36  (Habîbim! Onların hidâyetine düşkün olman bir şeye yaramaz. Zira) ancak (kalplerinin kulağıyla ve kabul etme niyetiyle dinleyip) duymakta olanlar (senin davetine) icabet eder. (Kalbi ve ruhu) ölü (olan kâfir) ler ise; Allâh onları diriltir de sonra ancak Kendi sine döndürülürler. (İşte inanmalarının faydasını göremeyecekleri o anda gerçekleri duyarlar.)

37  (Kureyş kâfirlerinin liderleri Rasûlullâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)`e inan mamalarına gerekçe uydurmak üzere:) “(Gördüğümüz mucizeler bir yana) onun üzerine Rabbinden bir âyet (ve mucize) indirilseydi ya(nite kim özel istekte bulunduğumuz üzere açıkça melekleri görseydik ya)!” dediler. (Habîbim!) Sen de ki: “Şüphesiz Allâh (sizin istediğiniz şekilde) bir (mucize ve) âyet indirmeye (de) Kâdir’dir.” Lâkin (sen ne dersen de,) onların ekserisi (kendilerine indirilen mucizelerin yeterli olduğunu) bilmezler (yinede Allâh istediklerini indirmeye Kâdir’dir, ama inanmamaları halinde üzerlerine acil bir azabın gönderilmesini kaçınılmaz bir hale getirecektir)!

38  Ne yerde debelenen herhangi bir canlı ne de iki kanadıyla uçmakta olan herhangi bir kuş hâriç olmamak üzere, hepsi de sizler gibi (yaptıkları bili nen, rızık ve ecelleri ezelde takdir edilmiş olan) birer ümmettirler. Biz o (Levh-i Mahfûz’da ve ondan alın mış olan o Kur’ân gibi değerli) kitapta hiçbir şeyi ek sik bırakmadık! (Zira âlemde cereyân eden büyük küçük meselelerden hiçbiri bu kitaplarda ihmal edil memiştir.) Sonra (bütün ümmetler) ancak Rablerin(in huzûr-u manevîsin)e (top lanmak üzere) haşrolunacaklardır. (O zaman O, her canlının hakkını birbirinden alacaktır.)

39  Bizim âyetlerimizi yalanlamış olan o kimse ler, (cehalet, şaşkınlık ve kâfirlik) karanlıklar(ı) içe risinde (bocalayıp kalmış) olan (bu nedenle de uyarı cıların nasihatlerinden etkilenmeyen) birtakım sağır lar ve (hakkı söylemeyen) dilsizlerdir. Allâh kimi(n sapıklığı seçeceğini bildiği için, onu saptırmayı) dilerse, onu saptırır. Kimi(n) de (hidâyeti seçeceğini bilerek onu hidâ yete erdirmeyi) diler se, onu dosdoğru bir yol (olan İslâm’a hidâyet buyurup, o yol) üzere (sabit) kılar.

40  (Habîbim! O müşriklerin her birine tek tek) de ki: “Gördün mü sizi(n halinizin ne olacağını)? (Söyleyin bakalım! Önceki inkârcılara geldiği gibi) Allâh’ın azâbı size gelir yahut o (kıyamet) ân(ı) size gelirse, (o azâ bı açması için) Allâh’tan başkasına mı özellikle dua edersiniz? Eğer (putlarınızın sizi kurtaracak güce sahip ilâhlar olduğu görüşünüzde) doğru kimseler olduysanız (başınız sıkıştığında Allâh yerine, onlara yalvarın da görelim bakalım)!”

41  Doğrusu (o zaman siz kimseye yalvarmazsınız. Bilakis zararları açmaya ancak Allâh’ın Kâdir olduğu inancı fıtrî olarak akıllarınızda yerleştiği için) sadece O’na yalvarırsınız, O da dilerse kendisin(in giderilmesin)e dua ettiğiniz o şeyi açar, (O’na) ortak koşmakta olduğunuz şeyleri ise (dehşete kapıldığınız o anda tamamen) unutursunuz.

42  Andolsun ki; senden önce de nice ümmetlere kesinlikle (peygamberler) göndermiştik, ama (onları inkâr etmişlerdi,) Biz o (peygamberleri inkâr etmiş buluna)nları (fakirlik ve kıtlık gibi) çetin bir sıkıntıy la ve (hastalıklarla âfetler gibi) darlık(lar)la yakalayı vermiştik. Tâ ki onlar (kâfirliklerinden tevbe edip) iyice boyun eğsinler!

43  O çetin azâbımız kendilerine geldiğinde, (tev be edip) boyun eğseydiler ya! Lâkin kalpleri katılaştı ve yapmakta bulunmuş oldukları (kötü) şeyleri şeytan onlara iyice süsle(yip püsle)di. (Bu yüzden yaptıkları günahları hoş görüp, başlarına gelen belanın sebebi olarak kabul etmedik leri için musibetten nasihat almadılar.)

44  Ne zaman ki onlar kendisiyle nasihatlenmiş bulundukları o (zor ve çetin) şey(lerden ibret alıp öğütlenmey)i unuttular, Biz (zorluk ve darlık nöbetleri arasında, bollukla da imtihan etmek için) onlar üzerine (nimet çeşitlerinden) her şeyin kapılarını (ardına kadar) açtık. Neticede onlar kendilerine verilmiş olan (nimet dolu) şeylerle (şımarıp) ferahlanmışlardı ki, (azâbı daha şiddetle tatmaları için) Biz onları ansızın yaka layıverdik, artık birdenbire onlar (kurtuluş ve rah metten) ümit kesici kimseler (haline gelmişler)dir.

En`âm Sûresi  131 
Cüz  7
cihanyamaneren