HATA BİLDİRİMLERİNİZ İÇİN TIKLAYIN
سُورَةُالْاِسْرَاۤءِ  ٢٨٨ 
الجزء ١٥

وَاِذَا مَسَّكُمُ الضُّرُّ فِي الْبَحْرِ ضَلَّ مَنْ تَدْعُونَ اِلَّٓا اِيَّاهُۚ فَلَمَّا نَجّٰيكُمْ اِلَى الْبَرِّ اَعْرَضْتُمْۜ وَكَانَ الْاِنْسَانُ كَفُورًا ﴿ ٦٧ ﴾ اَفَاَمِنْتُمْ اَنْ يَخْسِفَ بِكُمْ جَانِبَ الْبَرِّ اَوْ يُرْسِلَ عَلَيْكُمْ حَاصِبًا ثُمَّ لَا تَجِدُوا لَكُمْ وَك۪يلًاۙ ﴿ ٦٨ ﴾ اَمْ اَمِنْتُمْ اَنْ يُع۪يدَكُمْ ف۪يهِ تَارَةً اُخْرٰى فَيُرْسِلَ عَلَيْكُمْ قَاصِفًا مِنَ الرّ۪يحِ فَيُغْرِقَكُمْ بِمَا كَفَرْتُمْۙ ثُمَّ لَا تَجِدُوا لَكُمْ عَلَيْنَا بِه۪ تَب۪يعًا ﴿ ٦٩ ﴾ وَلَقَدْ كَرَّمْنَا بَن۪ٓي اٰدَمَ وَحَمَلْنَاهُمْ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ وَرَزَقْنَاهُمْ مِنَ الطَّيِّبَاتِ وَفَضَّلْنَاهُمْ عَلٰى كَث۪يرٍ مِمَّنْ خَلَقْنَا تَفْض۪يلًا۟ ﴿ ٧٠ ﴾ يَوْمَ نَدْعُوا كُلَّ اُنَاسٍ بِاِمَامِهِمْۚ فَمَنْ اُو۫تِيَ كِتَابَهُ بِيَم۪ينِه۪ فَاُو۬لٰٓئِكَ يَقْرَؤُ۫نَ كِتَابَهُمْ وَلَا يُظْلَمُونَ فَت۪يلًا ﴿ ٧١ ﴾ وَمَنْ كَانَ ف۪ي هٰذِه۪ٓ اَعْمٰى فَهُوَ فِي الْاٰخِرَةِ اَعْمٰى وَاَضَلُّ سَب۪يلًا ﴿ ٧٢ ﴾ وَاِنْ كَادُوا لَيَفْتِنُونَكَ عَنِ الَّذ۪ٓي اَوْحَيْنَٓا اِلَيْكَ لِتَفْتَرِيَ عَلَيْنَا غَيْرَهُۗ وَاِذًا لَاتَّخَذُوكَ خَل۪يلًا ﴿ ٧٣ ﴾ وَلَوْلَٓا اَنْ ثَبَّتْنَاكَ لَقَدْ كِدْتَ تَرْكَنُ اِلَيْهِمْ شَيْـًٔا قَل۪يلًاۗ ﴿ ٧٤ ﴾ اِذًا لَاَذَقْنَاكَ ضِعْفَ الْحَيٰوةِ وَضِعْفَ الْمَمَاتِ ثُمَّ لَا تَجِدُ لَكَ عَلَيْنَا نَص۪يرًا ﴿ ٧٥ ﴾

سُورَةُالْاِسْرَاۤءِ  ٢٨٨ 
الجزء ١٥
İsrâ Sûresi  288 
Cüz  15

67  (Ey müşrikler!) Denizde size (büyük bir fırtına nedeniyle boğulma endişesi gibi) bir zarar dokundu ğu zaman, O (Allâh-u Azîmüşşâ) ndan başka tapmakta olduklarınız(ın tamamı aklınızdan ve fikrinizden) kaybolur gider. Ama O (duanıza icâbet edip) sizi karaya (çıkararak) kurtardığında, (i man ve ihlâstan) yüz çevirirsiniz. Zaten o (kâfir) insan (nimetlere karşı) pek nan kör olmuştur.

68  Yoksa siz (bir seferinde fırtınadan kurtuldunuz diye) O’nun sizi (kendinizi güvende hissettiğiniz) kara tarafında batırmasından yahut üzerinize taşlar fır latan bir rüzgâr salıvermesinden emin mi oldunuz? Sonra kendiniz için (sizi koruyacak) bir vekil de bulamazsınız!

69  Yahut (kurtuluşunuzun ardından tekrar sizi gemiye binmeye mecbur bırakacak birtakım sebepler yaratarak) diğer bir kere sizi ona iâde etmesinden, peşi sıra da üzerinize kırıp geçiren bir rüzgâr salmasından ve kâfirliğiniz sebebiyle/(bir önceki kur tuluş nimetine) nankörlüğünüz sebebiyle/ sizi he men suyla boğmasından emin mi oldunuz? Sonra da bununla ilgili Bize karşı sizin için bir yardımcı/bir intikam alıcı/bir hak arayıcı/ da bu lamazsınız!

70  Andolsun ki; muhakkak Biz Âdemoğullarını çok şerefli kıldık. Kendilerini karada ve denizde (çeşitli ulaşım vâsıtalarıyla) taşıdık. Onlara (yağ, kaymak, hurma ve helva gibi) çok lezzetli şeylerden bazı rızıklar verdik ve yaratmış olduğumuz kimseler den pek çoğu üzerine onları iyice üstün kılarak fazîletli yaptık. (Zira meleklerin peygamberleri, peygamberler dışındaki Müslümanlardan üstündürler! Bu yüzden Âdemoğulları yaratıkların tamamına karşı değil, birçoğuna karşı üstün kılınmışlardır.)
İnsanın üstünlüklerinden bir kısmına örnek olarak tefsirler de; güzel kılık, dengeli mizaç, ayakları üzerinde durabilme, anlayış kabiliyeti, konuşma, işaret etme, yazı yazma, dünya ve âhiret saâdetlerini kazanma sebeplerine ulaşım, yeryüzünde bulunanlara karşı hâkimiyet kurma, birçok sanatlar icra etme, sebeplere tevessül, yemeklerini elleriyle yiyebilme, erkeklerin sakallara, kadınlarınsa saç örgülerine sahip olmaları gibi bazı meziyetler zikredilmiştir. (Beyzâvî, Nesefî, Hâzin, Âlûsî)

71  (Soy-sop bağlantıları kopup, ameller devreye girdiğinde) tüm insanları (peygamberler, âlimler, şeyh ler, kitaplar ve dinler gibi, dünyada tâ bi olmuş bulun dukları) imamlarıy la (irtibatlandırarak: “Ey falan pey gamberin ümmetleri! Ey falan müç tehidin tâbileri! Ey falan şeyhin müritleri! Ey şu kitabın ehli! Ey şu dinin mensupları!” şeklinde) çağıracağımız günü (aklınız dan hiç çıkarmayın)! Artık her kime o (amellerinin yazıldığı) kitabı sağ eliyle verilirse, işte onlar (dünyada okuyup yazma bil meseler de, orada) kitaplarını (sevinçle) okuy(up, yapmış oldukları sâ lih amellere vâkıf ol)acaklar ve onlar (sevapları eksiltile rek) en ufak bir şeyle/ (hurma) çekirdeği(ni)n boşlu ğun daki ip kadar/ çekirdek zarı kadar/parmaklar arasından çıkan kir kadar/ bile haksızlığa uğratıl mayacak (bilakis kat kat mükâfata nâil kılınacak)lardır.

72  Her kim işte bu (dünyası)nda (Rabbinin ken disine bahşettiği nimetleri düşünerek hakikati görecek yerde, kurtuluş yoluna eremeyen bir) kör olduysa, o, âhirette de kör /o, âhirette (kendisini kurtaracak yollara erişmekten daha ziyâde mahrum ve) daha faz la kör/, yol bakımından da (dünyadakinden) daha ziyâde sapıktır.

73  (Habîbim!) Gerçekten onlar Bizim aleyhimize o (Kur â)ndan başkasını (isnat ederek) iftira edesin diye, sana vahyetmiş olduğumuz (emirler ve yasaklarla ilgili) şeylerden seni döndürmeye elbette yaklaşmıştılar. İşte o(nların isteklerine uyduğun) zaman elbette seni bir dost edinirlerdi.
Bu âyet Sakif kabilesi hakkında nâzil olmuştur, şöyle ki onlar Rasûlûllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)`e gelerek: “Sen bize mahsullerimizden öşür vermemek, namazda eğilmemek, lehimizde olan fâizleri tahsil etmek, aleyhimize olan fâizlerden kurtulmak, putlarımızı elimizle kırmamak, bir sene daha Lât putumuza tapmadığımız halde ondan başka bir suretle istifâde etmek, Mekke haremi gibi bizim vadimizin de harem ilan edilmesi gibi, Araplara karşı iftihârımızı sağlayacak birtakım hasletler verinceye kadar biz senin dinine girmeyeceğiz!” demiştiler. (Beyzâvî, Hâzin, Âlûsî)

74  Biz seni (koruyup) sabit kılmış olmasaydık, muhakkak sen (onların iman etmesine çok düşkün ol duğun için, belki zamanla tamamen yola gelirler diye birazcık taviz vermeyi düşünerek) yakın olmuştun ki onlara pek az bir şeyle elbette çok az da olsa meyledecektin.

75  Ama o (kişilerin uygunsuz isteklerine azıcık dahi meyil gösterecek olduğun) zaman (yüce makamına nispetle suçun büyük olacağından) elbette Biz sana(, bu durumda başkalarına) hayat(larında yapacağımız azâb)ın da kat katını, ölümün (şiddetlerinin) de kat katını tattırırdık. Sonra kendin için Bize karşı hiç bir yardımcı da bulamazdın.

İsrâ Sûresi  288 
Cüz  15
cihanyamaneren