HATA BİLDİRİMLERİNİZ İÇİN TIKLAYIN
سُورَةُمَرْيَمَ  ٣١٠ 
الجزء ١٦

اَفَرَاَيْتَ الَّذ۪ي كَفَرَ بِاٰيَاتِنَا وَقَالَ لَاُوتَيَنَّ مَالًا وَوَلَدًاۜ ﴿ ٧٧ ﴾ اَطَّلَعَ الْغَيْبَ اَمِ اتَّخَذَ عِنْدَ الرَّحْمٰنِ عَهْدًاۙ ﴿ ٧٨ ﴾ كَلَّاۜ سَنَكْتُبُ مَا يَقُولُ وَنَمُدُّ لَهُ مِنَ الْعَذَابِ مَدًّاۙ ﴿ ٧٩ ﴾ وَنَرِثُهُ مَا يَقُولُ وَيَأْت۪ينَا فَرْدًا ﴿ ٨٠ ﴾ وَاتَّخَذُوا مِنْ دُونِ اللّٰهِ اٰلِهَةً لِيَكُونُوا لَهُمْ عِزًّاۙ ﴿ ٨١ ﴾ كَلَّاۜ سَيَكْفُرُونَ بِعِبَادَتِهِمْ وَيَكُونُونَ عَلَيْهِمْ ضِدًّا۟ ﴿ ٨٢ ﴾ اَلَمْ تَرَ اَنَّٓا اَرْسَلْنَا الشَّيَاط۪ينَ عَلَى الْكَافِر۪ينَ تَؤُزُّهُمْ اَزًّاۙ ﴿ ٨٣ ﴾ فَلَا تَعْجَلْ عَلَيْهِمْۜ اِنَّمَا نَعُدُّ لَهُمْ عَدًّاۚ ﴿ ٨٤ ﴾ يَوْمَ نَحْشُرُ الْمُتَّق۪ينَ اِلَى الرَّحْمٰنِ وَفْدًاۙ ﴿ ٨٥ ﴾ وَنَسُوقُ الْمُجْرِم۪ينَ اِلٰى جَهَنَّمَ وِرْدًاۢ ﴿ ٨٦ ﴾ لَا يَمْلِكُونَ الشَّفَاعَةَ اِلَّا مَنِ اتَّخَذَ عِنْدَ الرَّحْمٰنِ عَهْدًاۢ ﴿ ٨٧ ﴾ وَقَالُوا اتَّخَذَ الرَّحْمٰنُ وَلَدًاۜ ﴿ ٨٨ ﴾ لَقَدْ جِئْتُمْ شَيْـًٔا اِدًّاۙ ﴿ ٨٩ ﴾ تَكَادُ السَّمٰوَاتُ يَتَفَطَّرْنَ مِنْهُ وَتَنْشَقُّ الْاَرْضُ وَتَخِرُّ الْجِبَالُ هَدًّاۙ ﴿ ٩٠ ﴾ اَنْ دَعَوْا لِلرَّحْمٰنِ وَلَدًاۚ ﴿ ٩١ ﴾ وَمَا يَنْبَغ۪ي لِلرَّحْمٰنِ اَنْ يَتَّخِذَ وَلَدًاۜ ﴿ ٩٢ ﴾ اِنْ كُلُّ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ اِلَّٓا اٰتِي الرَّحْمٰنِ عَبْدًاۜ ﴿ ٩٣ ﴾ لَقَدْ اَحْصٰيهُمْ وَعَدَّهُمْ عَدًّاۜ ﴿ ٩٤ ﴾ وَكُلُّهُمْ اٰت۪يهِ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ فَرْدًا ﴿ ٩٥ ﴾

سُورَةُمَرْيَمَ  ٣١٠ 
الجزء ١٦
Meryem Sûresi  310 
Cüz  16

77  (Habîbim!) Âyetlerimizi inkâr etmiş ve: “Andolsun (diriltilecek olsam bile) elbette bana mal ve evlat verilecektir!” demiş olan o kişiyi gördün mü?
Bu âyet-i kerîme, Âs İbni Vâil hakkında nâzil olmuştur, şöyle ki; Habbâb (Radıyallâhu anh), kendisinden alacağını istediğinde: “Sen Muhammed’i inkâr etmedikçe vermem!” demiş, o da: “Ne diriyken, ne ölüyken, ne de sen diriltildiğinde, ben asla onu inkâr etmeyeceğim!” diye cevap vermişti. Bunun üzerine o: “Ben diriltilecek miyim?” diye sormuş, “Evet!” cevabını alınca da: “Bırak! O zaman öleyim, dirileyim, nasıl olsa ben orada da mal ve evlat sahibi olacağım için, o zaman ödeşiriz!” deyince bu âyetler nâzil olmuştur.

78  O (gâvur), (Allâh-u Te`âlâ’ya mahsus olan) gayba (âit malûmâta) mı vâkıf olmuştur yoksa Rahmân ka tında (kendisine mal ve evlat verileceğine dâir) bir söz mü edinmiştir (de, bu hususta kesin konuşabiliyor)?

79  Hayır! (Bu kişi yanlış bir düşünceye sahiptir.) Biz onun söylemekte olduğu şeyi mutlaka yazmak tayız. (İddiâ ettiği mal ve evlat yerine) azaptan da ken disine tam bir uzatmayla (hak ettiği şekilde) ilâve yapacağız!

80  Ona; söylemekte olduğu şey ler(in tamamını elinden alıp, sonunda tüm mal ve servetin)e ise Biz mi rasçı olacağız! O da (sahip olduğu tüm değerlerden ay rılmış olarak kıyâmet günü) Bize tek başına gelecektir!

81  O (müşrik ola)nlar, kendileri için bir şeref (ve azaptan kurtuluş vesilesi) olsunlar diye Allâh’tan başka birtakım ilâhlar edindiler.

82  Hayır! (İş onların sandığı gibi değildir!) Kesinlikle onlar(ın taptıkları bâtıl ilâhlar, kıyâmet günü) bunların ibadetlerini tanımaya(rak onlardan tama men uzaklaşa)caklar ve onların aleyhine bir düş man olacaklardır.

83  (Habîbim!) Görmedin mi ki gerçekten Biz, şeytanları kâfirler üzerine göndermişizdir ki, (in kâr ve günahla ra karşı) onları tam bir tahrikle kış kırtmaktadırlar!

84  Öyleyse (azâba ne zaman çarpılacaklarına dâir) onlara karşı acele etme! (Zirapek yakında onları helâk ettiğimizde sen de, müminler de onların şerrinden kur tulacaksınız ve böylece yeryüzü onların fesâdından temizlenecektir.) (Çünkü) Biz onlar(ı helâk etmek) için ancak (sınırlı günleri ve sayılı nefesleri) tam bir sa yımla saymaktayız!

85  Takvâ sahiplerini (sâlih amellerinin ve kestikleri kurbanların bir karşılığı olarak altın eyerli ve yakut semerli develerle taşınan) binekli heyetler hâ linde O Rahmân(ın manevî huzurun) a haşredece ğimiz günü (hiç unutma)!

86  O (en büyük cürüm olan inkâr suçunu işlemiş) mücrimleri ise, (suya sürülen) susuz (hayvanlar gibi) oldukları halde cehenneme sevk edeceğiz!

87  Rahmân katında (günahkârlara şefaat etmekle alâkalı) bir söz edinmiş olan kimsedışında, o (insan) nlar(dan hiçbiri) şefaat (yetkisin) e sahip olamazlar. /O (şefaat hakkına sahip ola)nlar, Rahmân nezdinde (şefaate ehil olduğuna dâir) bir söz edinmiş (o imanlı) kimseden başkasına şefaat (etme yetkisin)e sahip olamazlar./

88  O (müşrik ola)nlar: “Rahmân bir çocuk edin di!” dediler.

89  (Ey müşrikler! Yüce Zât’ıma) andolsun ki; mu hakkak siz çok çirkin büyük bir suç işlediniz/ pek büyük bir söz söylediniz/!

90  Bu (sözün ağırlığı)ndan dolayı yakın olmaktadır ki (ilâhî bir gazap neticesi) gökler art arda çatlayacak, yer (dibe doğru batarak) yarılacak (da parçaları birbirinden ayrılacak) ve dağlar kırılarak/parçalanarak/düşecektir.
Müfessirler bu âyet-i celîleyi: "Bu şirk sözü o kadar büyüktür ki; bir şekle girip görünecek olsaydı, bu kadar büyük cisimler dahi onu taşıyamayıp ağırlığından darmadağın olurlardı. Ayrıca bu sözün çirkinliği, Allâh-u Te'âlâ`nın gazabını o derece celbedicidir ki, 'Cezaları peşin vermeme' anlamına gelen "hilim" sıfatı bulunmasaydı, bu sözü telaffuz edenlere karşı zuhûr edecek gazab-ı İlâhîden dolayı, çoktan bütün âlem harap olup giderdi." diye îzâh etmişlerdir.

91  Çünkü onlar Rahmân’a bir çocuk nispet etmişlerdir!

92  Oysa bir çocuk edinmesi Rahmân için uygun değildir/istenecek bir şey değildir/!
Nitekim çocuğun, herhangi bir yönden de olsa mutlaka babasına benzemesi gerekir. Allâh-u Te`âlâ’ya ise hiçbir şey benzeyemez! Ayrıca çocuk; göz aydınlığı, babasının ardından vârislik ve ihtiyaçları karşılamak gibi birtakım maksatlarla istenir ki, bunların hiçbirini Allâh-u Te`âlâ hakkında düşünmek bile mümkün değildir.

93  Göklerde ve yerde bulunanla rın hepsi, mutlaka Rahmân’a kul olarak (zelîl ve boyun eğmiş bir halde) gelicidir. (Kulluk ise evlatlıkla bağdaşmaz!)

94  Andolsun ki; muhakkak O onları(n hiçbiri, ilminin ve kudreti nin sahasından dışta kalmayacak şe kilde hepsini) kuşatmış ve ken dilerini(n şahıslarını, fiillerini, nefeslerine varıncaya kadar her şeylerini) tam bir sayımla saymıştır!

95  Böylece onların hepsi de O’na, kıyâmet günü (malsız-evlatsız, dostsuz ve yardımcısız olarak) yalnız başına gelicidir!

Meryem Sûresi  310 
Cüz  16
cihanyamaneren