v02.01.25 Geliştirme Notları
Bakara Sûresi
34
Cuz 2
220﴿ (Allâh-u Te‘âlâ size içki ve kumar hakkındaki hükmünü bu sûretle açıklıyor ki) dünyâ ve âhiret (meseleleri) husûsunda (iyice düşünüp, en faydalı olan şeyleri tercih edesiniz ve zararı, faydasından çok olan şeyleri bırakasınız)! (Habîbim! Yetim malı yiyenleri tehdit eden âyetleri duyanlar korkuya kapılarak) sana yetimler(in mallarıyla ilgilenmelerinin hükmün)den de soruyorlar. De ki: “Onlar için bir ıslâh (ve iyileştirme yoluna giderek, yetimlerin mallarını koruma ve kâr ettirme gibi iyi niyetlere sâhip olarak onlarla içli dışlı olmak, kendilerinden uzak durmanızdan) daha iyidir. Eğer o (yetim ola)nlarla (içli dışlı bir hâlde) karışık yaşarsanız, zâten (onlar) sizin (din) kardeşleriniz (olduklarından, kendilerinden uzak durmamanız münâsip)dir. Zâten Allâh (onlarla irtibat kurarken) fesat çıkaran (bozguncu şahıslar)ı, (yetimin işlerini) ıslâh (edip yoluna koymaya gayret) ediciden seçecek (ve herkese karşılığını verecek)tir. Ayrıca Allâh (yetimlerle içli dışlı olmanızı tamâmen yasaklayarak sizi zora sokmak) dileseydi elbette sizi meşakkate düşürürdü. Hem şüphesiz ki Allâh (kullarına zor şeyleri teklif etme gücüne sâhip) bir Azîz’dir, (ama onlara güçlerinin yetmeyeceği şeyleri yüklemeyecek derecede hikmet sâhibi) bir Hakîm’dir.”
221﴿ (Ey îmân edenler! Allâh’a) şirk koşan kadınları, onlar îmân edinceye kadar nikâhlamayın. Zâten îmânlı bir câriye (ile evlenmek, hür olan) bir müşrike (ile evlenmek)den elbette daha iyidir, velev ki o(nun güzelliği) sizi hayran bırakmış olsun! Şirk koşan erkekleri de, onlar îmân edinceye kadar (Müslüman kadınlarla) evlendirmeyin. Zâten îmânlı bir köle (ile evlenmek, hür olan) bir müşrik(le evlenmek)den elbette daha iyidir, velev ki o(nun yakışıklılığı ve zenginliği) sizi hayran bırakmış olsun! (Ey mümin!) İşte sana! O (şirk koşan erkek ve kadı)nlar o (cehennem) ateş(ine sürükleyen kâfirliğ)e çağırmakta (olduklarından, akrabâlık irtibâtına elverişli olmayan bir konumda)dırlar. Allâh ise (müminlerle akrabâlık kuranları) Kendi izni ile (muvaffak kılarak ve kolaylaştırarak o îmânlı kullar sâyesinde) cennete ve mağfirete (kavuşturan îmâna ve amellere) dâvet etmektedir. Ayrıca O (Allâh-u Te‘âlâ), âyetlerini (ve hükümlerini bildiren delillerini) insanlar(ın menfaati) için çokça beyân etmektedir, tâ ki onlar (akıllarına yerleştirilmiş bulunan faydalıyı tercih melekesini işleterek) iyice düşünebilsinler.
222﴿ (Habîbim! Hayız olan kadınlarla birlikte oturmama ve yiyip içmeme şeklindeki câhiliyet âdetlerinden etkilenenler) sana hayız (hâlindeki kadınlara nasıl davranacakların)dan da soruyorlar. De ki: “O (âdet hâlindeki kadına zorluk, yakınındakine ise sıkıntı veren) bir eziyettir. Artık hayız zamânında kadınlar(la cimâ)dan uzak durun ve kendileri temizleninceye kadar (ilişkiye girmek için) onlara yaklaşmayın. İyice temizlendiklerinde ise, Allâh’ın (helâl kılıp) emretmiş olduğu yön (olan; döl yataklarının bulunduğu ön cihet)den onlara gelin. Şüphesiz ki Allâh (herhangi bir günah işlediklerinde) çokça tevbe edenleri de sev(ip afv ed)er, (kadınlarla ters ilişkiye girmek ve hayızlıyla cimâ etmek gibi pis işlerden) tamâmen temiz kalanları da /(tahâretlenirken su ile) iyice temizlenenleri de/ sever (ve mükâfatlandırır).”
223﴿ Kadınlarınız sizin (evlât yetiştirmeniz) için bir ekim (yeri)dir. Öyleyse (eşlerinize makattan yaklaşmayıp) ekim (mahall)iniz (olan ön cihet)e (ayakta, yan yatarak ve sırt üstü) dilediğiniz şekilde varın ve kendileriniz için (Allâh-u Te‘âlâ’ya sâlih ameller sunup) takdimde bulunun. (Bu cümleden olarak İslâm’a faydalı nesiller yetiştirmek için çocuk talep edin ve cimâ ederken besmele çekmeyi ihmâl etmeyin.) Ayrıca Allâh’tan hakkıyla sakının (da, yasaklarına karşı cüretkâr olmayın) ve (şunu iyi) bilin ki siz gerçekten O’na kavuşacak kimselersiniz. (Ey Rasûlüm! Gerçek mânâda inanan ve inandığı gibi yaşayan) o müminleri sen böylece (sonsuz nîmetlerle) müjdele!
224﴿ (Bâzı kimseler çeşitli sebeplerden dolayı yakınlarıyla konuşmamaya ve onlara iyilik yapmamaya yemîn ettikleri gibi siz de: “Vallâhi şu akrabâmızdan yardımı keseceğiz” şeklindeki) yeminlerinizden sebep, Allâh(ın adın)ı iyilik yapmanıza, (sıla-i rahmi kesmek gibi yasaklardan iyice sakınarak) takvâ sâhibi olmanıza ve insanlar arasında ıslahta bulunmanıza bir engel kılmayın. (Eğer böyle bir şey yaptıysanız yemîn keffâreti vererek o yemîninizi bozun ve hayırlı olanı yapın.) Allâh (yeminleriniz dâhil her sözünüzü çok iyi işiten) bir Semî‘dir, (varlık sahasına çıkan her şeyi, özellikle yemîn ederken taşıdığınız niyetleri hakkıyla bilen) bir Alîm’dir.
سُورَةُ الْبَقَرَةِ
الجزء ٢
٣٤
فِي الدُّنْيَا وَالْاٰخِرَةِۜ وَيَسْـَٔلُونَكَ عَنِ الْيَتَامٰىۜ قُلْ اِصْلَاحٌ لَهُمْ خَيْرٌۜ وَاِنْ تُخَالِطُوهُمْ فَاِخْوَانُكُمْۜ وَاللّٰهُ يَعْلَمُ الْمُفْسِدَ مِنَ الْمُصْلِحِۜ وَلَوْ شَٓاءَ اللّٰهُ لَاَعْنَتَكُمْۜ اِنَّ اللّٰهَ عَز۪يزٌ حَك۪يمٌ ﴿٢٢٠
وَلَا تَنْكِحُوا الْمُشْرِكَاتِ حَتّٰى يُؤْمِنَّۜ وَلَاَمَةٌ مُؤْمِنَةٌ خَيْرٌ مِنْ مُشْرِكَةٍ وَلَوْ اَعْجَبَتْكُمْۚ وَلَا تُنْكِحُوا الْمُشْرِك۪ينَ حَتّٰى يُؤْمِنُواۜ وَلَعَبْدٌ مُؤْمِنٌ خَيْرٌ مِنْ مُشْرِكٍ وَلَوْ اَعْجَبَكُمْۜ اُو۬لٰٓئِكَ يَدْعُونَ اِلَى النَّارِۚ وَاللّٰهُ يَدْعُٓوا اِلَى الْجَنَّةِ وَالْمَغْفِرَةِ بِاِذْنِه۪ۚ وَيُبَيِّنُ اٰيَاتِه۪ لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ۟ ﴿٢٢١
وَيَسْـَٔلُونَكَ عَنِ الْمَح۪يضِۜ قُلْ هُوَ اَذًىۙ فَاعْتَزِلُوا النِّسَٓاءَ فِي الْمَح۪يضِۙ وَلَا تَقْرَبُوهُنَّ حَتّٰى يَطْهُرْنَۚ فَاِذَا تَطَهَّرْنَ فَأْتُوهُنَّ مِنْ حَيْثُ اَمَرَكُمُ اللّٰهُۜ اِنَّ اللّٰهَ يُحِبُّ التَّوَّاب۪ينَ وَيُحِبُّ الْمُتَطَهِّر۪ينَ ﴿٢٢٢
نِسَٓاؤُ۬كُمْ حَرْثٌ لَكُمْۖ فَأْتُوا حَرْثَكُمْ اَنّٰى شِئْتُمْۘ وَقَدِّمُوا لِاَنْفُسِكُمْۜ وَاتَّقُوا اللّٰهَ وَاعْلَمُٓوا اَنَّكُمْ مُلَاقُوهُۜ وَبَشِّرِ الْمُؤْمِن۪ينَ ﴿٢٢٣
وَلَا تَجْعَلُوا اللّٰهَ عُرْضَةً لِاَيْمَانِكُمْ اَنْ تَبَرُّوا وَتَتَّقُوا وَتُصْلِحُوا بَيْنَ النَّاسِۜ وَاللّٰهُ سَم۪يعٌ عَل۪يمٌ ﴿٢٢٤
Bakara Sûresi
34
Cuz 2
فِي الدُّنْيَا وَالْاٰخِرَةِۜ وَيَسْـَٔلُونَكَ عَنِ الْيَتَامٰىۜ قُلْ اِصْلَاحٌ لَهُمْ خَيْرٌۜ وَاِنْ تُخَالِطُوهُمْ فَاِخْوَانُكُمْۜ وَاللّٰهُ يَعْلَمُ الْمُفْسِدَ مِنَ الْمُصْلِحِۜ وَلَوْ شَٓاءَ اللّٰهُ لَاَعْنَتَكُمْۜ اِنَّ اللّٰهَ عَز۪يزٌ حَك۪يمٌ ﴿٢٢٠
220﴿ (Allâh-u Te‘âlâ size içki ve kumar hakkındaki hükmünü bu sûretle açıklıyor ki) dünyâ ve âhiret (meseleleri) husûsunda (iyice düşünüp, en faydalı olan şeyleri tercih edesiniz ve zararı, faydasından çok olan şeyleri bırakasınız)! (Habîbim! Yetim malı yiyenleri tehdit eden âyetleri duyanlar korkuya kapılarak) sana yetimler(in mallarıyla ilgilenmelerinin hükmün)den de soruyorlar. De ki: “Onlar için bir ıslâh (ve iyileştirme yoluna giderek, yetimlerin mallarını koruma ve kâr ettirme gibi iyi niyetlere sâhip olarak onlarla içli dışlı olmak, kendilerinden uzak durmanızdan) daha iyidir. Eğer o (yetim ola)nlarla (içli dışlı bir hâlde) karışık yaşarsanız, zâten (onlar) sizin (din) kardeşleriniz (olduklarından, kendilerinden uzak durmamanız münâsip)dir. Zâten Allâh (onlarla irtibat kurarken) fesat çıkaran (bozguncu şahıslar)ı, (yetimin işlerini) ıslâh (edip yoluna koymaya gayret) ediciden seçecek (ve herkese karşılığını verecek)tir. Ayrıca Allâh (yetimlerle içli dışlı olmanızı tamâmen yasaklayarak sizi zora sokmak) dileseydi elbette sizi meşakkate düşürürdü. Hem şüphesiz ki Allâh (kullarına zor şeyleri teklif etme gücüne sâhip) bir Azîz’dir, (ama onlara güçlerinin yetmeyeceği şeyleri yüklemeyecek derecede hikmet sâhibi) bir Hakîm’dir.”
وَلَا تَنْكِحُوا الْمُشْرِكَاتِ حَتّٰى يُؤْمِنَّۜ وَلَاَمَةٌ مُؤْمِنَةٌ خَيْرٌ مِنْ مُشْرِكَةٍ وَلَوْ اَعْجَبَتْكُمْۚ وَلَا تُنْكِحُوا الْمُشْرِك۪ينَ حَتّٰى يُؤْمِنُواۜ وَلَعَبْدٌ مُؤْمِنٌ خَيْرٌ مِنْ مُشْرِكٍ وَلَوْ اَعْجَبَكُمْۜ اُو۬لٰٓئِكَ يَدْعُونَ اِلَى النَّارِۚ وَاللّٰهُ يَدْعُٓوا اِلَى الْجَنَّةِ وَالْمَغْفِرَةِ بِاِذْنِه۪ۚ وَيُبَيِّنُ اٰيَاتِه۪ لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ۟ ﴿٢٢١
221﴿ (Ey îmân edenler! Allâh’a) şirk koşan kadınları, onlar îmân edinceye kadar nikâhlamayın. Zâten îmânlı bir câriye (ile evlenmek, hür olan) bir müşrike (ile evlenmek)den elbette daha iyidir, velev ki o(nun güzelliği) sizi hayran bırakmış olsun! Şirk koşan erkekleri de, onlar îmân edinceye kadar (Müslüman kadınlarla) evlendirmeyin. Zâten îmânlı bir köle (ile evlenmek, hür olan) bir müşrik(le evlenmek)den elbette daha iyidir, velev ki o(nun yakışıklılığı ve zenginliği) sizi hayran bırakmış olsun! (Ey mümin!) İşte sana! O (şirk koşan erkek ve kadı)nlar o (cehennem) ateş(ine sürükleyen kâfirliğ)e çağırmakta (olduklarından, akrabâlık irtibâtına elverişli olmayan bir konumda)dırlar. Allâh ise (müminlerle akrabâlık kuranları) Kendi izni ile (muvaffak kılarak ve kolaylaştırarak o îmânlı kullar sâyesinde) cennete ve mağfirete (kavuşturan îmâna ve amellere) dâvet etmektedir. Ayrıca O (Allâh-u Te‘âlâ), âyetlerini (ve hükümlerini bildiren delillerini) insanlar(ın menfaati) için çokça beyân etmektedir, tâ ki onlar (akıllarına yerleştirilmiş bulunan faydalıyı tercih melekesini işleterek) iyice düşünebilsinler.
وَيَسْـَٔلُونَكَ عَنِ الْمَح۪يضِۜ قُلْ هُوَ اَذًىۙ فَاعْتَزِلُوا النِّسَٓاءَ فِي الْمَح۪يضِۙ وَلَا تَقْرَبُوهُنَّ حَتّٰى يَطْهُرْنَۚ فَاِذَا تَطَهَّرْنَ فَأْتُوهُنَّ مِنْ حَيْثُ اَمَرَكُمُ اللّٰهُۜ اِنَّ اللّٰهَ يُحِبُّ التَّوَّاب۪ينَ وَيُحِبُّ الْمُتَطَهِّر۪ينَ ﴿٢٢٢
222﴿ (Habîbim! Hayız olan kadınlarla birlikte oturmama ve yiyip içmeme şeklindeki câhiliyet âdetlerinden etkilenenler) sana hayız (hâlindeki kadınlara nasıl davranacakların)dan da soruyorlar. De ki: “O (âdet hâlindeki kadına zorluk, yakınındakine ise sıkıntı veren) bir eziyettir. Artık hayız zamânında kadınlar(la cimâ)dan uzak durun ve kendileri temizleninceye kadar (ilişkiye girmek için) onlara yaklaşmayın. İyice temizlendiklerinde ise, Allâh’ın (helâl kılıp) emretmiş olduğu yön (olan; döl yataklarının bulunduğu ön cihet)den onlara gelin. Şüphesiz ki Allâh (herhangi bir günah işlediklerinde) çokça tevbe edenleri de sev(ip afv ed)er, (kadınlarla ters ilişkiye girmek ve hayızlıyla cimâ etmek gibi pis işlerden) tamâmen temiz kalanları da /(tahâretlenirken su ile) iyice temizlenenleri de/ sever (ve mükâfatlandırır).”
نِسَٓاؤُ۬كُمْ حَرْثٌ لَكُمْۖ فَأْتُوا حَرْثَكُمْ اَنّٰى شِئْتُمْۘ وَقَدِّمُوا لِاَنْفُسِكُمْۜ وَاتَّقُوا اللّٰهَ وَاعْلَمُٓوا اَنَّكُمْ مُلَاقُوهُۜ وَبَشِّرِ الْمُؤْمِن۪ينَ ﴿٢٢٣
223﴿ Kadınlarınız sizin (evlât yetiştirmeniz) için bir ekim (yeri)dir. Öyleyse (eşlerinize makattan yaklaşmayıp) ekim (mahall)iniz (olan ön cihet)e (ayakta, yan yatarak ve sırt üstü) dilediğiniz şekilde varın ve kendileriniz için (Allâh-u Te‘âlâ’ya sâlih ameller sunup) takdimde bulunun. (Bu cümleden olarak İslâm’a faydalı nesiller yetiştirmek için çocuk talep edin ve cimâ ederken besmele çekmeyi ihmâl etmeyin.) Ayrıca Allâh’tan hakkıyla sakının (da, yasaklarına karşı cüretkâr olmayın) ve (şunu iyi) bilin ki siz gerçekten O’na kavuşacak kimselersiniz. (Ey Rasûlüm! Gerçek mânâda inanan ve inandığı gibi yaşayan) o müminleri sen böylece (sonsuz nîmetlerle) müjdele!
وَلَا تَجْعَلُوا اللّٰهَ عُرْضَةً لِاَيْمَانِكُمْ اَنْ تَبَرُّوا وَتَتَّقُوا وَتُصْلِحُوا بَيْنَ النَّاسِۜ وَاللّٰهُ سَم۪يعٌ عَل۪يمٌ ﴿٢٢٤
224﴿ (Bâzı kimseler çeşitli sebeplerden dolayı yakınlarıyla konuşmamaya ve onlara iyilik yapmamaya yemîn ettikleri gibi siz de: “Vallâhi şu akrabâmızdan yardımı keseceğiz” şeklindeki) yeminlerinizden sebep, Allâh(ın adın)ı iyilik yapmanıza, (sıla-i rahmi kesmek gibi yasaklardan iyice sakınarak) takvâ sâhibi olmanıza ve insanlar arasında ıslahta bulunmanıza bir engel kılmayın. (Eğer böyle bir şey yaptıysanız yemîn keffâreti vererek o yemîninizi bozun ve hayırlı olanı yapın.) Allâh (yeminleriniz dâhil her sözünüzü çok iyi işiten) bir Semî‘dir, (varlık sahasına çıkan her şeyi, özellikle yemîn ederken taşıdığınız niyetleri hakkıyla bilen) bir Alîm’dir.