v02.01.25 Geliştirme Notları
Şuarâ Sûresi
373
Cuz 19
160﴿ Lût’un kavmi (onu inkâr etmekle aslında Allâh tarafından) rasûl (olarak) gönderilenlerin tümünü yalanladı.
161﴿ Bir zamanda (onu yalanlamışlardı) ki (soy bakımından) kardeşleri (olan) Lût onlara demişti ki: “(Allâh’a ortak koşmaktan ve isyân etmekten) hiç sakınmayacak mısınız?!
162﴿ Şüphesiz ben özellikle sizin için (Allâh tarafından gönderilmiş olan ve sözlerine) çok güvenilen bir rasûlüm!
163﴿ Artık Allâh(a isyan)dan hakkıyla sakının ve (emretmiş olduğu tevhîd inancında da, ibâdetler husûsunda da) bana itâat edin.
164﴿ Zâten bu (teblîğin ulaştırılması)na karşı ben sizden hiçbir ücret istemiyorum, benim ecrim(i vermek) ancak bütün âlemlerin Rabbine âittir.
165﴿ (Ekseriyetini kadınların teşkil ettiği Âdem evlâdından oluşan bunca) âlemler içerisinden (cinsel isteğinizi tatmin için bula bula) erkeklere mi varıyorsunuz?!
166﴿ Ayrıca siz Rabbinizin sizin (faydalanmanız) için yaratmış olduğu eşlerinizi bırakıyor musunuz?! Doğrusu siz (bu zamâna kadar günah işleyen çok millet gelip geçtiyse de tüm günahlar husûsunda) haddi aşanlar toplumusunuz.”
167﴿ Dediler ki: “Ey Lût! Andolsun ki; eğer (bu sözlerinden) vazgeçmezsen, yemîn olsun; elbette (en kötü bir şekilde tartaklanarak sürgüne gönderilip aramızdan) çıkartılan kimselerden olacaksın.”
168﴿ (Bu tehdit karşısında Allâh’a sığınmaktan başka çâresi kalmayan Lût (Aleyhisselâm)) dedi ki: “Şüphesiz ben sizin özellikle (bu) işinize elbette son derece kızan kimselerdenim.
169﴿ Ey Rabbim! Bunların yapmakta oldukları şeyler(in uğursuzluğundan ve sebep olacağı felâketler)den beni ve âilemi kurtar.”
170﴿ Biz de (duâsını kabûl ederek) hemen onu ve (kızlarıyla, diğer müminlerden oluşan) âilesini (azaptan önce günahkârların yurdundan çıkararak) hep birlikte oldukları hâlde kurtardık.
171﴿ Ancak (azap içerisinde) geride kalanlar arasındaki bir kocakarı (kurtarılmaktan) müstesnâ! (Zîrâ Lût (Aleyhisselâm)ın eşi olan bu kadın, hem îmânsız, hem de kavminin pis işlerine rızâ gösteren biriydi.)
172﴿ Sonra geri kalanları(n yaşadıkları vilâyetleri Cebrâîl (Aleyhisselâm)ın kanadı üzerinde semâya kadar kaldırıp alt-üst ederek) bir daha (bellerini doğrultup) düzelemeyecekleri bir şekilde kırıp geçirdik!
173﴿ Bir de üzerlerine (balçıktan pişirilmiş) görülmedik bir yağmur yağdırdık. Artık o uyarılanların yağmuru ne kötü olmuştur!
174﴿ (Habîbim!) İşte sana! Muhakkak ki bu (Lût (Aleyhisselâm)ın kıssası)nda, elbette çok büyük bir âyet (ve ibret) vardır. Ama onların çoğu (ona) îmân eden kimseler olmamıştır.
175﴿ Yine de şüphesiz senin Rabbin; elbette Azîz ve Rahîm ancak O’dur.
176﴿ O sık ağaçlıklı korunun halkı (peygamberleri olan Şu‘ayb (Aleyhisselâm)ı inkâr etmekle aslında Allâh tarafından) rasûl (olarak) gönderilenlerin tümünü yalanladı.
177﴿ Bir zamanda (onu yalanlamışlardı) ki Şu‘ayb onlara demişti ki: “(Allâh’ın azâbından) hiç sakınmayacak mısınız?!
178﴿ Şüphesiz ben özellikle sizin için (Allâh tarafından gönderilmiş olan ve sözlerine) çok güvenilen bir rasûlüm!
179﴿ Artık Allâh(a isyan)dan hakkıyla sakının ve (emretmiş olduğu tevhîd inancında da, ibâdetler husûsunda da) bana itâat edin.
180﴿ Zâten bu (teblîğin ulaştırılması)na karşı ben sizden hiçbir ücret istemiyorum, benim ecrim(i vermek) ancak bütün âlemlerin Rabbine âittir.
181﴿ (Ey kavmim!) Ölçüyü tam yapın ve eksilte(rek hak yiye)nlerden olmayın!
182﴿ Yine siz (tartarken de) dosdoğru terâziyle tartma yapın.
183﴿ Bir de siz insanlara (hakları olan mal ve) eşyâsını eksik vermeyin. Ayrıca (onlara haksızlık yapmak sûretiyle hem dîniniz hem de âhiretiniz hakkında) bozgunculuk yapan kişiler olarak yer(yüzün)de fesat çıkartmayın.
سُورَةُ الشُّعَرَاءِ
الجزء ١٩
٣٧٣
كَذَّبَتْ قَوْمُ لُوطٍۨ الْمُرْسَل۪ينَۚ ﴿١٦٠
اِذْ قَالَ لَهُمْ اَخُوهُمْ لُوطٌ اَلَا تَتَّقُونَۚ ﴿١٦١
اِنّ۪ي لَكُمْ رَسُولٌ اَم۪ينٌۙ ﴿١٦٢
فَاتَّقُوا اللّٰهَ وَاَط۪يعُونِۚ ﴿١٦٣
وَمَٓا اَسْـَٔلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ اَجْرٍۚ اِنْ اَجْرِيَ اِلَّا عَلٰى رَبِّ الْعَالَم۪ينَۜ ﴿١٦٤
اَتَأْتُونَ الذُّكْرَانَ مِنَ الْعَالَم۪ينَۙ ﴿١٦٥
وَتَذَرُونَ مَا خَلَقَ لَكُمْ رَبُّكُمْ مِنْ اَزْوَاجِكُمْۜ بَلْ اَنْتُمْ قَوْمٌ عَادُونَ ﴿١٦٦
قَالُوا لَئِنْ لَمْ تَنْتَهِ يَا لُوطُ لَتَكُونَنَّ مِنَ الْمُخْرَج۪ينَ ﴿١٦٧
قَالَ اِنّ۪ي لِعَمَلِكُمْ مِنَ الْقَال۪ينَۜ ﴿١٦٨
رَبِّ نَجِّن۪ي وَاَهْل۪ي مِمَّا يَعْمَلُونَ ﴿١٦٩
فَنَجَّيْنَاهُ وَاَهْلَهُٓ اَجْمَع۪ينَۙ ﴿١٧٠
اِلَّا عَجُوزًا فِي الْغَابِر۪ينَۚ ﴿١٧١
ثُمَّ دَمَّرْنَا الْاٰخَر۪ينَۚ ﴿١٧٢
وَاَمْطَرْنَا عَلَيْهِمْ مَطَرًاۚ فَسَٓاءَ مَطَرُ الْمُنْذَر۪ينَ ﴿١٧٣
اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَةًۜ وَمَا كَانَ اَكْثَرُهُمْ مُؤْمِن۪ينَ ﴿١٧٤
وَاِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ الْعَز۪يزُ الرَّح۪يمُ۟ ﴿١٧٥
كَذَّبَ اَصْحَابُ لْـَٔيْكَةِ الْمُرْسَل۪ينَۚ ﴿١٧٦
اِذْ قَالَ لَهُمْ شُعَيْبٌ اَلَا تَتَّقُونَۚ ﴿١٧٧
اِنّ۪ي لَكُمْ رَسُولٌ اَم۪ينٌۙ ﴿١٧٨
فَاتَّقُوا اللّٰهَ وَاَط۪يعُونِۚ ﴿١٧٩
وَمَٓا اَسْـَٔلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ اَجْرٍۚ اِنْ اَجْرِيَ اِلَّا عَلٰى رَبِّ الْعَالَم۪ينَۜ ﴿١٨٠
اَوْفُوا الْكَيْلَ وَلَا تَكُونُوا مِنَ الْمُخْسِر۪ينَۚ ﴿١٨١
وَزِنُوا بِالْقِسْطَاسِ الْمُسْتَق۪يمِۚ ﴿١٨٢
وَلَا تَبْخَسُوا النَّاسَ اَشْيَٓاءَهُمْ وَلَا تَعْثَوْا فِي الْاَرْضِ مُفْسِد۪ينَۚ ﴿١٨٣
Şuarâ Sûresi
373
Cuz 19
كَذَّبَتْ قَوْمُ لُوطٍۨ الْمُرْسَل۪ينَۚ ﴿١٦٠
160﴿ Lût’un kavmi (onu inkâr etmekle aslında Allâh tarafından) rasûl (olarak) gönderilenlerin tümünü yalanladı.
اِذْ قَالَ لَهُمْ اَخُوهُمْ لُوطٌ اَلَا تَتَّقُونَۚ ﴿١٦١
161﴿ Bir zamanda (onu yalanlamışlardı) ki (soy bakımından) kardeşleri (olan) Lût onlara demişti ki: “(Allâh’a ortak koşmaktan ve isyân etmekten) hiç sakınmayacak mısınız?!
اِنّ۪ي لَكُمْ رَسُولٌ اَم۪ينٌۙ ﴿١٦٢
162﴿ Şüphesiz ben özellikle sizin için (Allâh tarafından gönderilmiş olan ve sözlerine) çok güvenilen bir rasûlüm!
فَاتَّقُوا اللّٰهَ وَاَط۪يعُونِۚ ﴿١٦٣
163﴿ Artık Allâh(a isyan)dan hakkıyla sakının ve (emretmiş olduğu tevhîd inancında da, ibâdetler husûsunda da) bana itâat edin.
وَمَٓا اَسْـَٔلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ اَجْرٍۚ اِنْ اَجْرِيَ اِلَّا عَلٰى رَبِّ الْعَالَم۪ينَۜ ﴿١٦٤
164﴿ Zâten bu (teblîğin ulaştırılması)na karşı ben sizden hiçbir ücret istemiyorum, benim ecrim(i vermek) ancak bütün âlemlerin Rabbine âittir.
اَتَأْتُونَ الذُّكْرَانَ مِنَ الْعَالَم۪ينَۙ ﴿١٦٥
165﴿ (Ekseriyetini kadınların teşkil ettiği Âdem evlâdından oluşan bunca) âlemler içerisinden (cinsel isteğinizi tatmin için bula bula) erkeklere mi varıyorsunuz?!
وَتَذَرُونَ مَا خَلَقَ لَكُمْ رَبُّكُمْ مِنْ اَزْوَاجِكُمْۜ بَلْ اَنْتُمْ قَوْمٌ عَادُونَ ﴿١٦٦
166﴿ Ayrıca siz Rabbinizin sizin (faydalanmanız) için yaratmış olduğu eşlerinizi bırakıyor musunuz?! Doğrusu siz (bu zamâna kadar günah işleyen çok millet gelip geçtiyse de tüm günahlar husûsunda) haddi aşanlar toplumusunuz.”
قَالُوا لَئِنْ لَمْ تَنْتَهِ يَا لُوطُ لَتَكُونَنَّ مِنَ الْمُخْرَج۪ينَ ﴿١٦٧
167﴿ Dediler ki: “Ey Lût! Andolsun ki; eğer (bu sözlerinden) vazgeçmezsen, yemîn olsun; elbette (en kötü bir şekilde tartaklanarak sürgüne gönderilip aramızdan) çıkartılan kimselerden olacaksın.”
قَالَ اِنّ۪ي لِعَمَلِكُمْ مِنَ الْقَال۪ينَۜ ﴿١٦٨
168﴿ (Bu tehdit karşısında Allâh’a sığınmaktan başka çâresi kalmayan Lût (Aleyhisselâm)) dedi ki: “Şüphesiz ben sizin özellikle (bu) işinize elbette son derece kızan kimselerdenim.
رَبِّ نَجِّن۪ي وَاَهْل۪ي مِمَّا يَعْمَلُونَ ﴿١٦٩
169﴿ Ey Rabbim! Bunların yapmakta oldukları şeyler(in uğursuzluğundan ve sebep olacağı felâketler)den beni ve âilemi kurtar.”
فَنَجَّيْنَاهُ وَاَهْلَهُٓ اَجْمَع۪ينَۙ ﴿١٧٠
170﴿ Biz de (duâsını kabûl ederek) hemen onu ve (kızlarıyla, diğer müminlerden oluşan) âilesini (azaptan önce günahkârların yurdundan çıkararak) hep birlikte oldukları hâlde kurtardık.
اِلَّا عَجُوزًا فِي الْغَابِر۪ينَۚ ﴿١٧١
171﴿ Ancak (azap içerisinde) geride kalanlar arasındaki bir kocakarı (kurtarılmaktan) müstesnâ! (Zîrâ Lût (Aleyhisselâm)ın eşi olan bu kadın, hem îmânsız, hem de kavminin pis işlerine rızâ gösteren biriydi.)
ثُمَّ دَمَّرْنَا الْاٰخَر۪ينَۚ ﴿١٧٢
172﴿ Sonra geri kalanları(n yaşadıkları vilâyetleri Cebrâîl (Aleyhisselâm)ın kanadı üzerinde semâya kadar kaldırıp alt-üst ederek) bir daha (bellerini doğrultup) düzelemeyecekleri bir şekilde kırıp geçirdik!
وَاَمْطَرْنَا عَلَيْهِمْ مَطَرًاۚ فَسَٓاءَ مَطَرُ الْمُنْذَر۪ينَ ﴿١٧٣
173﴿ Bir de üzerlerine (balçıktan pişirilmiş) görülmedik bir yağmur yağdırdık. Artık o uyarılanların yağmuru ne kötü olmuştur!
اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَةًۜ وَمَا كَانَ اَكْثَرُهُمْ مُؤْمِن۪ينَ ﴿١٧٤
174﴿ (Habîbim!) İşte sana! Muhakkak ki bu (Lût (Aleyhisselâm)ın kıssası)nda, elbette çok büyük bir âyet (ve ibret) vardır. Ama onların çoğu (ona) îmân eden kimseler olmamıştır.
وَاِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ الْعَز۪يزُ الرَّح۪يمُ۟ ﴿١٧٥
175﴿ Yine de şüphesiz senin Rabbin; elbette Azîz ve Rahîm ancak O’dur.
كَذَّبَ اَصْحَابُ لْـَٔيْكَةِ الْمُرْسَل۪ينَۚ ﴿١٧٦
176﴿ O sık ağaçlıklı korunun halkı (peygamberleri olan Şu‘ayb (Aleyhisselâm)ı inkâr etmekle aslında Allâh tarafından) rasûl (olarak) gönderilenlerin tümünü yalanladı.
اِذْ قَالَ لَهُمْ شُعَيْبٌ اَلَا تَتَّقُونَۚ ﴿١٧٧
177﴿ Bir zamanda (onu yalanlamışlardı) ki Şu‘ayb onlara demişti ki: “(Allâh’ın azâbından) hiç sakınmayacak mısınız?!
اِنّ۪ي لَكُمْ رَسُولٌ اَم۪ينٌۙ ﴿١٧٨
178﴿ Şüphesiz ben özellikle sizin için (Allâh tarafından gönderilmiş olan ve sözlerine) çok güvenilen bir rasûlüm!
فَاتَّقُوا اللّٰهَ وَاَط۪يعُونِۚ ﴿١٧٩
179﴿ Artık Allâh(a isyan)dan hakkıyla sakının ve (emretmiş olduğu tevhîd inancında da, ibâdetler husûsunda da) bana itâat edin.
وَمَٓا اَسْـَٔلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ اَجْرٍۚ اِنْ اَجْرِيَ اِلَّا عَلٰى رَبِّ الْعَالَم۪ينَۜ ﴿١٨٠
180﴿ Zâten bu (teblîğin ulaştırılması)na karşı ben sizden hiçbir ücret istemiyorum, benim ecrim(i vermek) ancak bütün âlemlerin Rabbine âittir.
اَوْفُوا الْكَيْلَ وَلَا تَكُونُوا مِنَ الْمُخْسِر۪ينَۚ ﴿١٨١
181﴿ (Ey kavmim!) Ölçüyü tam yapın ve eksilte(rek hak yiye)nlerden olmayın!
وَزِنُوا بِالْقِسْطَاسِ الْمُسْتَق۪يمِۚ ﴿١٨٢
182﴿ Yine siz (tartarken de) dosdoğru terâziyle tartma yapın.
وَلَا تَبْخَسُوا النَّاسَ اَشْيَٓاءَهُمْ وَلَا تَعْثَوْا فِي الْاَرْضِ مُفْسِد۪ينَۚ ﴿١٨٣
183﴿ Bir de siz insanlara (hakları olan mal ve) eşyâsını eksik vermeyin. Ayrıca (onlara haksızlık yapmak sûretiyle hem dîniniz hem de âhiretiniz hakkında) bozgunculuk yapan kişiler olarak yer(yüzün)de fesat çıkartmayın.