HATA BİLDİRİMLERİNİZ İÇİN TIKLAYIN
سُورَةُالشُّعَرَاءِ  ٣٧٥ 
الجزء ١٩

مَٓا اَغْنٰى عَنْهُمْ مَا كَانُوا يُمَتَّعُونَۜ ﴿ ٢٠٧ ﴾ وَمَٓا اَهْلَكْنَا مِنْ قَرْيَةٍ اِلَّا لَهَا مُنْذِرُونَۗۛ ﴿ ٢٠٨ ﴾ ذِكْرٰى۠ۛ وَمَا كُنَّا ظَالِم۪ينَ ﴿ ٢٠٩ ﴾ وَمَا تَنَزَّلَتْ بِهِ الشَّيَاط۪ينُ ﴿ ٢١٠ ﴾ وَمَا يَنْبَغ۪ي لَهُمْ وَمَا يَسْتَط۪يعُونَۜ ﴿ ٢١١ ﴾ اِنَّهُمْ عَنِ السَّمْعِ لَمَعْزُولُونَۜ ﴿ ٢١٢ ﴾ فَلَا تَدْعُ مَعَ اللّٰهِ اِلٰهًا اٰخَرَ فَتَكُونَ مِنَ الْمُعَذَّب۪ينَۚ ﴿ ٢١٣ ﴾ وَاَنْذِرْ عَش۪يرَتَكَ الْاَقْرَب۪ينَۙ ﴿ ٢١٤ ﴾ وَاخْفِضْ جَنَاحَكَ لِمَنِ اتَّبَعَكَ مِنَ الْمُؤْمِن۪ينَۚ ﴿ ٢١٥ ﴾ فَاِنْ عَصَوْكَ فَقُلْ اِنّ۪ي بَر۪ٓيءٌ مِمَّا تَعْمَلُونَۚ ﴿ ٢١٦ ﴾ وَتَوَكَّلْ عَلَى الْعَز۪يزِ الرَّح۪يمِۙ ﴿ ٢١٧ ﴾ اَلَّذ۪ي يَرٰيكَ ح۪ينَ تَقُومُۙ ﴿ ٢١٨ ﴾ وَتَقَلُّبَكَ فِي السَّاجِد۪ينَ ﴿ ٢١٩ ﴾ اِنَّهُ هُوَ السَّم۪يعُ الْعَل۪يمُ ﴿ ٢٢٠ ﴾ هَلْ اُنَبِّئُكُمْ عَلٰى مَنْ تَنَزَّلُ الشَّيَاط۪ينُۜ ﴿ ٢٢١ ﴾ تَنَزَّلُ عَلٰى كُلِّ اَفَّاكٍ اَث۪يمٍۙ ﴿ ٢٢٢ ﴾ يُلْقُونَ السَّمْعَ وَاَكْثَرُهُمْ كَاذِبُونَۜ ﴿ ٢٢٣ ﴾ وَالشُّعَرَٓاءُ يَتَّبِعُهُمُ الْغَاوُ۫نَۜ ﴿ ٢٢٤ ﴾ اَلَمْ تَرَ اَنَّهُمْ ف۪ي كُلِّ وَادٍ يَه۪يمُونَۙ ﴿ ٢٢٥ ﴾ وَاَنَّهُمْ يَقُولُونَ مَا لَا يَفْعَلُونَۙ ﴿ ٢٢٦ ﴾ اِلَّا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَذَكَرُوا اللّٰهَ كَث۪يرًا وَانْتَصَرُوا مِنْ بَعْدِ مَا ظُلِمُواۜ وَسَيَعْلَمُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُٓوا اَيَّ مُنْقَلَبٍ يَنْقَلِبُونَ ﴿ ٢٢٧ ﴾

سُورَةُالشُّعَرَاءِ  ٣٧٥ 
الجزء ١٩
Şuarâ Sûresi  375 
Cüz  19

207  (Uzun süre) faydalandırılmakta bulunmuş oldukları şeyler onlar(dan azâbı savuşturmay) a (dâ ir) ne fayda sağlayabilir?!

208  Biz hiçbir karyeyi helâk etmemişizdir ki, oraya ait uyarıcı (peygamber ve nasihatçi) ler bu lunmasın.

209  (İşte bu,) bir öğüttür! Zaten Biz (inkârcı top lumları uyarmadan helâk ederek, ya da suçsuzlara azap ederek) zâlimler (gibi davranmayı Kendimize yakıştıracak) değiliz!

210  (Müşriklerin dediği gibi) onu şeytanlar in dirmemiştir.

211  Zaten bu onlara ne uygun düşer; ne de (böyle bir şeye) güç yetirebilirler!

212  Çünkü gerçekten de onlar (evvelce melekle rin aralarında konuştuklarını duyma imkânına sahip ken, Kur’ân’dan sonra bunu) işitmekten kesinlikle engellenmiştirler!

213  O halde sen Allâh ile birlikte başka bir ilâha tapma; sonra azâba çarptırılanlardan olursun!

214  (Habîbim! İlk önce) en yakınların olan hısımlarını (, şirkin sebep olacağı azaplardan) korkut!

215  (Soyca uzak da olsalar) sana tam manasıyla uymuş olan o müminlere ise (şefkat) kanadını alçalt!

216  Eğer (akraban) sana (uymayıp) isyan edecek olurlarsa, de ki: “Şüphesiz ben sizin yapmakta olduğunuz (kötü) şeylerden tamamen uzağım!”

217  Sen (, kâfirlerin şerrinden kurtulmak dâhil tüm işlerini, izzetiyle düşmanlarını kahreden ve rahmetiyle dostlarına yardım eden) O Azîz ve Rahîm’e (ısmarlayarak sadece O’na) tevekkül et!

218  O Zât ki; (namazlara, özellikle de teheccüde) kalktığın zaman görmektedir seni de…

219  (Kendilerine imamlık yaparken) secde edenler arasında (kâh ayağa kalkıp, kâh oturarak hâlden hâle) dönmeni de/(ümmetinden teheccüde kalkıp) secde edenler(i izleme) hakkında (evlerinin kapılarında) dolaşıp durmanı da/!

220  Gerçekten O, (senin sözlerini hakkıyla işiten) Semî`de, (niyetlerini pek iyi bilen) Alîm de ancak O’dur!

221  (Habîbim! Kur’ân’ı sana şeytanların indirdiğini ya da senin iyi bir şâir olduğunu söyleyenlere diyorum ki:) “Şeytanların sürekli kimler üzerine inmekte olduğunu haber vereyim mi size?..

222  Onlar (Muhammed (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) gibi doğru ve masum kimselere değil) her çok yalancı ve pek günahkâr kimse üzerine sürekli inmektedir..

223  O (uydura)nlar ki, (şeytanlara) iyice kulak verirler (de, onlardan öğrendikleri zan ve tahminden ileri geçmeyen birtakım şeylere gerçek dışı birçok hayal ve evham katarlar) ve (bu yüzden sözlerinin) pek çoğu(nda) yalancıdırlar.

224  Şâirlere gelince; onlara da sapıtanlar iyice tâ bi olur! (Sana uyanlarınsa dalâletle hiçbir alâkası yoktur.)

225  Görmedin mi ki gerçekten onlar (konuşulacak her sahada ve) her bir vâdide şaşkınca yürüyüp giderler (de , hakkı gözetmeksizin kendi yararları doğrultusunda; korkağı cesur cimriyi cömert, yalancıyı doğru çıkararak ve bunların tersini yaparak yalan yanlış birçok konuya pervâsızca dalarlar. Hâlbuki sen istikamet üzere yürümektesin).

226  Bir de kesinlikle onlar (getireceği kötü ne ticeleri düşünmeksizin ve tenkitlere aldırmaksızın) yapmayacakları şeyleri söylerler. (Oysa sen sözde durma vasfında örnek birisin.)

227  Ancak o kimseler müstesnâ ki; (Kur’ân’a ve peygambere) iman etmiştirler, (namaz, oruç, hac ve zekât gibi) salih ameller işlemiştirler, Allâh’ı çokça zikret(meyi şiir söylemeye tercih et)miştirler (, şiir söylediklerinde ise İslâmı yüceltme uğrunda çaba harcamıştırlar) ve (kötülemeyi kendileri başlatmayıp, kâfirler tarafından hicve maruz kalarak) zulme uğratılmalarının ardından intikam almıştırlar! O (inkâr ve isyanda bulunarak) zulmetmiş olan kimseler ise (dünyadaki rahatlıklarının ardından) nasıl bir dönüş yerine (; sonunda cehennemin dibine) devrilip gideceklerini pek yakında bilecek(ler)dir!”

Şuarâ Sûresi  375 
Cüz  19
cihanyamaneren