v02.01.25 Geliştirme Notları
Ahzab Sûresi
421
Cuz 22
31﴿ (Ey Rasûlümün eşleri!) Ama sizden her kim Allâh’a ve Rasûlüne itâat(e devâm) eder, sâlih ameller de işlerse, (hem Allâh’ı râzı ettiği için hem de O’nun elçisi ile güzel geçinerek Rasûlünü memnun ettiğinden dolayı) ona (da) mükâfâtını iki kere veririz. Üstelik Biz ona (cennette) çok değerli bir rızık hazırladık.
32﴿ Ey o Nebî’nin kadınları! Siz (Benim nezdimde) kadınlardan hiçbiri gibi değilsiniz. Eğer siz (Allâh-u Te‘âlâ’nın hükmüne ve Rasûlünün rızâsına muhâlefetten hakkıyla sakınarak) takvâ sâhibi ol(makta dâim ol)ursanız (size diğer tüm sâliha kadınların ecrinden daha fazla sevap veririm)! Artık siz (erkeklerle konuşmanız îcâb ettiği zaman onlarla perde arkasından konuşurken) sözü yumuşatmayın, sonra özellikle kalbinde (zinâya meyil gibi) bir tür hastalık bulunan kişi (boş yere) ümitlenir. Ayrıca siz (erkeklerle konuşurken şüphe ve töhmetten uzak olan, dînen ve aklen) mârûf (ve meşrû sayılan) söz(ler) söyleyin. Şu bilinsin ki; nikâhları ebediyyen yasak olan annelerimiz konumundaki Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in eşlerinin bile bütün peygamberlerin ashâbından hayırlı olan ashâb-ı kirâm ile konuşurken bu âyet-i celîlede zikredilen hükme riâyet etmeleri farz olduğuna göre bundan anlamalıyız ki; fitne ve fesâdın zirveye ulaştığı şu günümüzde, Müslüman kadınların yüz yüze veyâ telefon gibi görüşme vâsıtalarıyla yabancı erkeklerle konuşmaları gerektiğinde çok dikkatli olmaları, zarûret miktârıyla sınırlı kalmaları ve kibarlık yapalım diye yumuşak ve tatlı dille konuşmamaları îcâb eder.
33﴿ (Ey Rasûlümün eşleri!) Bir de siz (zarûrî bir ihtiyâcınız olmadığı sürece) evlerinizde (oturarak) karar kılın! Ayrıca siz süslenip açılarak, evvelki câhiliyet (dönemin)deki (kadınların) salınıp kırıtma ve çalımlı yürüyüş(ü) ile yürümeyin. O (farz) namazları da dosdoğru kılın, zekâtı da verin, (diğer tüm emir ve yasaklarına riâyet husûsunda) Allâh’a ve Rasûlüne de itâat (etmeye devâm) edin. Ey (en şerefli hâne halkı olan) Ehl-i Beyt! (Bu emirleri vererek) Allâh sizden ancak o (başkalarına bulaşan günah) kiri(ni size hiç dokundurmadan) gidermek ve (tüm kötülüklerden) tam bir temiz tutma ile sizi tertemiz kılmak istiyor.
34﴿ Yine siz Allâh’ın âyetlerinden ve o hikmet(li ilimleri beyân eden Sünnet’in kaynağı olan hadîs-i şerîfler)den evlerinizde art arda okunmakta olan şeyleri (vaaz-u nasîhat tarîkiyle insanlara) anlatın. Şüphesiz ki Allâh dâimâ (din ve dünyâ husûsunda yararlı olan şeylerin en ince noktalarına kadar her şeyi hakkıyla bilen bir) Latîf ve (herkesin içinde taşıdığı niyetleri dâhil her şeyin hakîkatinden hakkıyla haberdâr olan bir) Habîr olmuştur. (Bu yüzden peygamberliğe Muhammed (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)i, Ehl-i Beyt olmaya da sizi münâsip görmüştür.)
35﴿ (Ey Müslüman kadınlar! Erkekler hakkında duyduğunuz müjdelerden dolayı ve peygamberimin hanımları hakkında zikrettiğim fazîletler yüzünden, sizde bir hayır olmadığını sanarak ümitsizliğe kapılmayın! Zîrâ Allâh-u Te‘âlâ’nın bütün hükümlerine boyun eğerek) İslâm’a giren erkekler ve İslâm’a giren kadınlar, (inanılması gereken meselelerin tamâmına) îmân eden erkekler ile îmân eden kadınlar, (emirleri tutup yasaklardan kaçarak Allâh’a) itâat eden erkekler ile itâat eden kadınlar, (niyet, söz ve amel bakımından doğruluğu şi‘âr edinmiş) sâdık erkekler ile sâdıka kadınlar, (kazâ ve kader gereği karşılaştıkları zorluklara, özellikle de hanımlarından gördükleri sıkıntılara) sabreden erkekler ile (tüm musîbetlere, özellikle kocalarından çektiklerine) sabreden kadınlar, (kalbi Allâh-u Te‘âlâ’ya bağlı olduğu için namazda sağa sola bakmayan) huşû sâhibi erkekler ile huşû sâhibi kadınlar, (farz olan zekâtı ve nâfile olan sadakaları) sadaka veren erkekler ile sadaka veren kadınlar, (farz ve nâfile olarak) oruç tutan erkekler ile oruç tutan kadınlar, tenâsül uzuvlarını (zinâ, livâta ve lezbiyenlik gibi haramlardan) muhâfaza eden erkekler ile muhâfaza eden kadınlar, bir de (hem dilden, hem de kalpten tesbîh, tahmîd, tehlîl getirerek, Kur’ân okuyarak ve İslâmî ilimlerle meşgul olarak) Allâh’ı çokça zikreden erkekler ile zikir yapan kadınlar (var ya); şüphesiz Allâh onlar(ın işledikleri günahları silmek) için büyük bir mağfiret ve (tâatlarına karşılık olarak) ziyâde değerli olan çok büyük bir mükâfat hazırlamıştır.
سُورَةُ الْاَحْزَابِ
الجزء ٢٢
٤٢١
وَمَنْ يَقْنُتْ مِنْكُنَّ لِلّٰهِ وَرَسُولِه۪ وَتَعْمَلْ صَالِحًا نُؤْتِهَٓا اَجْرَهَا مَرَّتَيْنِۙ وَاَعْتَدْنَا لَهَا رِزْقًا كَر۪يمًا ﴿٣١
يَا نِسَٓاءَ النَّبِيِّ لَسْتُنَّ كَاَحَدٍ مِنَ النِّسَٓاءِ اِنِ اتَّقَيْتُنَّ فَلَا تَخْضَعْنَ بِالْقَوْلِ فَيَطْمَعَ الَّذ۪ي ف۪ي قَلْبِه۪ مَرَضٌ وَقُلْنَ قَوْلًا مَعْرُوفًاۚ ﴿٣٢
وَقَرْنَ ف۪ي بُيُوتِكُنَّ وَلَا تَبَرَّجْنَ تَبَرُّجَ الْجَاهِلِيَّةِ الْاُو۫لٰى وَاَقِمْنَ الصَّلٰوةَ وَاٰت۪ينَ الزَّكٰوةَ وَاَطِعْنَ اللّٰهَ وَرَسُولَهُۜ اِنَّمَا يُر۪يدُ اللّٰهُ لِيُذْهِبَ عَنْكُمُ الرِّجْسَ اَهْلَ الْبَيْتِ وَيُطَهِّرَكُمْ تَطْه۪يرًاۚ ﴿٣٣
وَاذْكُرْنَ مَا يُتْلٰى ف۪ي بُيُوتِكُنَّ مِنْ اٰيَاتِ اللّٰهِ وَالْحِكْمَةِۜ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ لَط۪يفًا خَب۪يرًا۟ ﴿٣٤
اِنَّ الْمُسْلِم۪ينَ وَالْمُسْلِمَاتِ وَالْمُؤْمِن۪ينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ وَالْقَانِت۪ينَ وَالْقَانِتَاتِ وَالصَّادِق۪ينَ وَالصَّادِقَاتِ وَالصَّابِر۪ينَ وَالصَّابِرَاتِ وَالْخَاشِع۪ينَ وَالْخَاشِعَاتِ وَالْمُتَصَدِّق۪ينَ وَالْمُتَصَدِّقَاتِ وَالصَّٓائِم۪ينَ وَالصَّٓائِمَاتِ وَالْحَافِظ۪ينَ فُرُوجَهُمْ وَالْحَافِظَاتِ وَالذَّاكِر۪ينَ اللّٰهَ كَث۪يرًا وَالذَّاكِرَاتِ اَعَدَّ اللّٰهُ لَهُمْ مَغْفِرَةً وَاَجْرًا عَظ۪يمًا ﴿٣٥
Ahzab Sûresi
421
Cuz 22
وَمَنْ يَقْنُتْ مِنْكُنَّ لِلّٰهِ وَرَسُولِه۪ وَتَعْمَلْ صَالِحًا نُؤْتِهَٓا اَجْرَهَا مَرَّتَيْنِۙ وَاَعْتَدْنَا لَهَا رِزْقًا كَر۪يمًا ﴿٣١
31﴿ (Ey Rasûlümün eşleri!) Ama sizden her kim Allâh’a ve Rasûlüne itâat(e devâm) eder, sâlih ameller de işlerse, (hem Allâh’ı râzı ettiği için hem de O’nun elçisi ile güzel geçinerek Rasûlünü memnun ettiğinden dolayı) ona (da) mükâfâtını iki kere veririz. Üstelik Biz ona (cennette) çok değerli bir rızık hazırladık.
يَا نِسَٓاءَ النَّبِيِّ لَسْتُنَّ كَاَحَدٍ مِنَ النِّسَٓاءِ اِنِ اتَّقَيْتُنَّ فَلَا تَخْضَعْنَ بِالْقَوْلِ فَيَطْمَعَ الَّذ۪ي ف۪ي قَلْبِه۪ مَرَضٌ وَقُلْنَ قَوْلًا مَعْرُوفًاۚ ﴿٣٢
32﴿ Ey o Nebî’nin kadınları! Siz (Benim nezdimde) kadınlardan hiçbiri gibi değilsiniz. Eğer siz (Allâh-u Te‘âlâ’nın hükmüne ve Rasûlünün rızâsına muhâlefetten hakkıyla sakınarak) takvâ sâhibi ol(makta dâim ol)ursanız (size diğer tüm sâliha kadınların ecrinden daha fazla sevap veririm)! Artık siz (erkeklerle konuşmanız îcâb ettiği zaman onlarla perde arkasından konuşurken) sözü yumuşatmayın, sonra özellikle kalbinde (zinâya meyil gibi) bir tür hastalık bulunan kişi (boş yere) ümitlenir. Ayrıca siz (erkeklerle konuşurken şüphe ve töhmetten uzak olan, dînen ve aklen) mârûf (ve meşrû sayılan) söz(ler) söyleyin. Şu bilinsin ki; nikâhları ebediyyen yasak olan annelerimiz konumundaki Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in eşlerinin bile bütün peygamberlerin ashâbından hayırlı olan ashâb-ı kirâm ile konuşurken bu âyet-i celîlede zikredilen hükme riâyet etmeleri farz olduğuna göre bundan anlamalıyız ki; fitne ve fesâdın zirveye ulaştığı şu günümüzde, Müslüman kadınların yüz yüze veyâ telefon gibi görüşme vâsıtalarıyla yabancı erkeklerle konuşmaları gerektiğinde çok dikkatli olmaları, zarûret miktârıyla sınırlı kalmaları ve kibarlık yapalım diye yumuşak ve tatlı dille konuşmamaları îcâb eder.
وَقَرْنَ ف۪ي بُيُوتِكُنَّ وَلَا تَبَرَّجْنَ تَبَرُّجَ الْجَاهِلِيَّةِ الْاُو۫لٰى وَاَقِمْنَ الصَّلٰوةَ وَاٰت۪ينَ الزَّكٰوةَ وَاَطِعْنَ اللّٰهَ وَرَسُولَهُۜ اِنَّمَا يُر۪يدُ اللّٰهُ لِيُذْهِبَ عَنْكُمُ الرِّجْسَ اَهْلَ الْبَيْتِ وَيُطَهِّرَكُمْ تَطْه۪يرًاۚ ﴿٣٣
33﴿ (Ey Rasûlümün eşleri!) Bir de siz (zarûrî bir ihtiyâcınız olmadığı sürece) evlerinizde (oturarak) karar kılın! Ayrıca siz süslenip açılarak, evvelki câhiliyet (dönemin)deki (kadınların) salınıp kırıtma ve çalımlı yürüyüş(ü) ile yürümeyin. O (farz) namazları da dosdoğru kılın, zekâtı da verin, (diğer tüm emir ve yasaklarına riâyet husûsunda) Allâh’a ve Rasûlüne de itâat (etmeye devâm) edin. Ey (en şerefli hâne halkı olan) Ehl-i Beyt! (Bu emirleri vererek) Allâh sizden ancak o (başkalarına bulaşan günah) kiri(ni size hiç dokundurmadan) gidermek ve (tüm kötülüklerden) tam bir temiz tutma ile sizi tertemiz kılmak istiyor.
وَاذْكُرْنَ مَا يُتْلٰى ف۪ي بُيُوتِكُنَّ مِنْ اٰيَاتِ اللّٰهِ وَالْحِكْمَةِۜ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ لَط۪يفًا خَب۪يرًا۟ ﴿٣٤
34﴿ Yine siz Allâh’ın âyetlerinden ve o hikmet(li ilimleri beyân eden Sünnet’in kaynağı olan hadîs-i şerîfler)den evlerinizde art arda okunmakta olan şeyleri (vaaz-u nasîhat tarîkiyle insanlara) anlatın. Şüphesiz ki Allâh dâimâ (din ve dünyâ husûsunda yararlı olan şeylerin en ince noktalarına kadar her şeyi hakkıyla bilen bir) Latîf ve (herkesin içinde taşıdığı niyetleri dâhil her şeyin hakîkatinden hakkıyla haberdâr olan bir) Habîr olmuştur. (Bu yüzden peygamberliğe Muhammed (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)i, Ehl-i Beyt olmaya da sizi münâsip görmüştür.)
اِنَّ الْمُسْلِم۪ينَ وَالْمُسْلِمَاتِ وَالْمُؤْمِن۪ينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ وَالْقَانِت۪ينَ وَالْقَانِتَاتِ وَالصَّادِق۪ينَ وَالصَّادِقَاتِ وَالصَّابِر۪ينَ وَالصَّابِرَاتِ وَالْخَاشِع۪ينَ وَالْخَاشِعَاتِ وَالْمُتَصَدِّق۪ينَ وَالْمُتَصَدِّقَاتِ وَالصَّٓائِم۪ينَ وَالصَّٓائِمَاتِ وَالْحَافِظ۪ينَ فُرُوجَهُمْ وَالْحَافِظَاتِ وَالذَّاكِر۪ينَ اللّٰهَ كَث۪يرًا وَالذَّاكِرَاتِ اَعَدَّ اللّٰهُ لَهُمْ مَغْفِرَةً وَاَجْرًا عَظ۪يمًا ﴿٣٥
35﴿ (Ey Müslüman kadınlar! Erkekler hakkında duyduğunuz müjdelerden dolayı ve peygamberimin hanımları hakkında zikrettiğim fazîletler yüzünden, sizde bir hayır olmadığını sanarak ümitsizliğe kapılmayın! Zîrâ Allâh-u Te‘âlâ’nın bütün hükümlerine boyun eğerek) İslâm’a giren erkekler ve İslâm’a giren kadınlar, (inanılması gereken meselelerin tamâmına) îmân eden erkekler ile îmân eden kadınlar, (emirleri tutup yasaklardan kaçarak Allâh’a) itâat eden erkekler ile itâat eden kadınlar, (niyet, söz ve amel bakımından doğruluğu şi‘âr edinmiş) sâdık erkekler ile sâdıka kadınlar, (kazâ ve kader gereği karşılaştıkları zorluklara, özellikle de hanımlarından gördükleri sıkıntılara) sabreden erkekler ile (tüm musîbetlere, özellikle kocalarından çektiklerine) sabreden kadınlar, (kalbi Allâh-u Te‘âlâ’ya bağlı olduğu için namazda sağa sola bakmayan) huşû sâhibi erkekler ile huşû sâhibi kadınlar, (farz olan zekâtı ve nâfile olan sadakaları) sadaka veren erkekler ile sadaka veren kadınlar, (farz ve nâfile olarak) oruç tutan erkekler ile oruç tutan kadınlar, tenâsül uzuvlarını (zinâ, livâta ve lezbiyenlik gibi haramlardan) muhâfaza eden erkekler ile muhâfaza eden kadınlar, bir de (hem dilden, hem de kalpten tesbîh, tahmîd, tehlîl getirerek, Kur’ân okuyarak ve İslâmî ilimlerle meşgul olarak) Allâh’ı çokça zikreden erkekler ile zikir yapan kadınlar (var ya); şüphesiz Allâh onlar(ın işledikleri günahları silmek) için büyük bir mağfiret ve (tâatlarına karşılık olarak) ziyâde değerli olan çok büyük bir mükâfat hazırlamıştır.