HATA BİLDİRİMLERİNİZ İÇİN TIKLAYIN
سُورَةُالدُّخَانِ  ٤٩٥ 
الجزء ٢٥

سُورَةُالدُّخَانِ
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
حٰمٓۜ ﴿ ١ ﴾ وَالْكِتَابِ الْمُب۪ينِۙ ﴿ ٢ ﴾ اِنَّٓا اَنْزَلْنَاهُ ف۪ي لَيْلَةٍ مُبَارَكَةٍ اِنَّا كُنَّا مُنْذِر۪ينَ ﴿ ٣ ﴾ ف۪يهَا يُفْرَقُ كُلُّ اَمْرٍ حَك۪يمٍۜ ﴿ ٤ ﴾ اَمْرًا مِنْ عِنْدِنَاۜ اِنَّا كُنَّا مُرْسِل۪ينَۚ ﴿ ٥ ﴾ رَحْمَةً مِنْ رَبِّكَۜ اِنَّهُ هُوَ السَّم۪يعُ الْعَل۪يمُۙ ﴿ ٦ ﴾ رَبِّ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَاۢ اِنْ كُنْتُمْ مُوقِن۪ينَ ﴿ ٧ ﴾ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ يُحْي۪ وَيُم۪يتُۜ رَبُّكُمْ وَرَبُّ اٰبَٓائِكُمُ الْاَوَّل۪ينَ ﴿ ٨ ﴾ بَلْ هُمْ ف۪ي شَكٍّ يَلْعَبُونَ ﴿ ٩ ﴾ فَارْتَقِبْ يَوْمَ تَأْتِي السَّمَٓاءُ بِدُخَانٍ مُب۪ينٍۙ ﴿ ١٠ ﴾ يَغْشَى النَّاسَۜ هٰذَا عَذَابٌ اَل۪يمٌ ﴿ ١١ ﴾ رَبَّنَا اكْشِفْ عَنَّا الْعَذَابَ اِنَّا مُؤْمِنُونَ ﴿ ١٢ ﴾ اَنّٰى لَهُمُ الذِّكْرٰى وَقَدْ جَٓاءَهُمْ رَسُولٌ مُب۪ينٌۙ ﴿ ١٣ ﴾ ثُمَّ تَوَلَّوْا عَنْهُ وَقَالُوا مُعَلَّمٌ مَجْنُونٌۢ ﴿ ١٤ ﴾ اِنَّا كَاشِفُوا الْعَذَابِ قَل۪يلًا اِنَّكُمْ عَٓائِدُونَۢ ﴿ ١٥ ﴾ يَوْمَ نَبْطِشُ الْبَطْشَةَ الْكُبْرٰىۚ اِنَّا مُنْتَقِمُونَ ﴿ ١٦ ﴾ وَلَقَدْ فَتَنَّا قَبْلَهُمْ قَوْمَ فِرْعَوْنَ وَجَٓاءَهُمْ رَسُولٌ كَر۪يمٌۙ ﴿ ١٧ ﴾ اَنْ اَدُّٓوا اِلَيَّ عِبَادَ اللّٰهِۜ اِنّ۪ي لَكُمْ رَسُولٌ اَم۪ينٌۙ ﴿ ١٨ ﴾

سُورَةُالدُّخَانِ  ٤٩٥ 
الجزء ٢٥
Duhân Sûresi  495 
Cüz  25

KIRKDÖRDÜNCÜ SÛRE-İ CELİLE
el-Duhân
SÛRE-İ CELîLESİ

Mekkî (Mekke-i Mükerreme döneminde inmiş)dir. 59 ayettir.
Rahmân ve Rahîm olan Allâh’ın ismiyle!

1  Hâ! Mîm!

2  O (hidâyet yollarını) iyice açıklayıcı Kitab (olan Kur’ân)a/o (ince düşünenler için manaları) pek açık olan Kitab’a/ yemin olsun!

3  Muhakkak Biz onu (bereketi bol olan) mübarek bir gecede indirdik. Şüphesiz Biz dâima (kullarımızı önlerindeki tehlikelerden) u yarıcılar olduk.

4  Her hikmetli iş/(meleklere gösterildikten sonra artık değiştirilmesi söz konusu olmayan) her sağlam (karara bağlanmış) iş/ onda ayrılır.

5  Katımızdan pek önemli bir iş olarak (ki, o geceden, bir daha seneki benzeri geceye kadar meydana gelecek ecellerin kesimi, hacca gideceklerin yazımı, zelzeleler, yıldırımlar ve harplerin kaydı ve bunlarla ilgili nüshalamanın başlaması bu önemli işimizin örneklerindendir)! Şüphesiz ki Biz dâima (kullarımıza elçiler) göndericiler olduk!
Müfessirlerin ekserisince; bu geceden maksat Kadir gecesi ise de, Ikrime (Radıyallâhu anh) ve diğer bir cemaate göre; Berâet gecesi diye bilinen şa`bân ayının onbeşinci gecesidir. İbni Abbâs (Radıyallâhu anhümâ) bu gece hakkında: “Allâh-u Te`âlâ (ezelde takdir ettiği) bütün kaza (ve kaderler içerisinden bir sene boyunca olacak)ları şa’bânın on beşinci gecesinde kesin hükme bağlar, ramazanın yirmi yedinci gecesinde ise bunların kaydını görevli meleklere teslim eder.” buyurmuştur. Bu görüşe göre; Kur’ân-ı Kerîm’in, Levh-i Mahfuz’dan birinci kat semaya topluca indirilişi Berâet gecesinde; Rasûlûllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)`e indirilmeye başlanması ise Kadir gecesinde vaki olmuştur. Bu gecenin faziletine dâir birçok hadîs-i şerîf mevcuttur.

6  Senin Rabbinden (kullarına) büyük bir rahmet olsun için! Şüphesiz ki O; (tüm işitilenleri hakkıyla duyan) Semî’ de, (yaratıkların tüm halleri dâhil olmak üzere, bütün malumatı çok iyi bilen) Alîm de ancak O’dur!

7  Göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbin den (kullarına ulaşan bir merhamet eseri olarak)! Eğer siz (doğru ilimlere) yakînen inanan kimseler olduy sanız (, Allâh-u Te`âlâ’- nın göklerin ve yerin Rabbi oldu ğunu bilmiş olmanız gerekir. Zira bu, yakînî ilimlerin ve gerçekçi bilgilerin en açıklarındandır)!

8  O’ndan başka (ibadete lâyık) hiçbir ilâh yoktur! O diriltir ve öldürür. Sizin de Rabbinizdir, evvelki babalarınızın da Rabbidir!

9  Doğrusu onlar (gerçek bilgilerle alâkası olmayan insanlar oldukları için, konuştukları inkâr sözlerini de ciddiyetle ve inanarak söylemiyorlar, bilakis kendileri) büyük bir şüphe içerisinde oynamaktadırlar.

10  (Habîbim! Madem bu kâfirler den çektiklerin artık senin gibi bir rahmet peygamberini bile aleyhlerine beddua edecek raddeye getirdi,) öyleyse (onların helâkini görebilmen için) göğün pek açık bir duman getireceği günü gözle!
Burada zikredilen “Duman”, bazılarınca, Rasûlûllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)`in bedduası sebebiyle Kureyş müşriklerine isabet eden kıtlık nedeniyle gözleri zayıflayarak yerle gök arasında gördükleri dumandır. Diğer bir kesime göre ise; kıyâmet alâmetlerinden sayılan, doğuyla batı arasını kaplayacak ve kırk gün kalacak, kâfirlerin kulaklarını çatlatacak, müminlereyse nezle gibi gelecek bir dumandır. Gerçi ikisinin de kastedilebileceğini; birinin geçmiş, diğerininse beklenmekte olduğunu açıklayanlar da olmuştur.

11  (Bu duman) o (müşrik) insanları/tüm insanları/ kaplayacaktır. (O zaman diyeceklerdir ki:) “İşte bu, çok acı verici pek büyük bir azaptır!

12  Ey Rabbimiz! Bu azâbı bizden aç! Şüphesiz (o zaman) biz inanıcılarız!”

13  (Böyle diyecekler ama) onlar için öğüt almak nerede?! Oysa (mûcizeleri) pek açık (olan senin gibi) yüce bir rasûl muhakkak onlara gelmişti.

14  Sonra ondan yüz çevirmişlerdi de (kimi): “Öğretilmiş (biri”, kimi de: “)bir delidir!” demişlerdi.

15  (O zaman Rableri onlara şöyle cevap verdi:) “Mu hakkak ki Biz azâbı (sizden) birazcık açıcılarız, (ama o vakit) kesinlikle siz (küfre) dönücülersiniz!”

16  (Habîbim! Artık sen) o en büyük yakalayışla (kâfirleri) güçlü bir şekilde yakalayacağımız (Be dir günüyle kıyâmet) günü(nü bekle)! Muhakkak ki Biz (önünde sonunda mutlaka onlardan) intikam alı cılarız!

17  Andolsun ki; elbette Biz onlardan önce de (Mûsâ (Aleyhisselâm)`ı göndererek) Fira vun’- un kavmini kesinlikle imtihan (edenin muamelesine tâbi) etmiş tik ve onlara çok şe refli bir rasûl gelmişti.

18  (O onlara) şöyle (demişti) ki: “Allâh’ın kulları (olan İsrâîloğulları)nı bana doğru salıverin (de, birlik te kutsal topraklara gidelim, artık onlara azap etmeyin)! Şüphesiz ben sizin için çok güvenilir bir elçiyim!

Duhân Sûresi  495 
Cüz  25
cihanyamaneren