HATA BİLDİRİMLERİNİZ İÇİN TIKLAYIN
سُورَةُالْحَشْرِ  ٥٤٧ 
الجزء ٢٨

فَكَانَ عَاقِبَتَهُمَٓا اَنَّهُمَا فِي النَّارِ خَالِدَيْنِ ف۪يهَاۜ وَذٰلِكَ جَزٰٓؤُا الظَّالِم۪ينَ۟ ﴿ ١٧ ﴾ يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اتَّقُوا اللّٰهَ وَلْتَنْظُرْ نَفْسٌ مَا قَدَّمَتْ لِغَدٍۚ وَاتَّقُوا اللّٰهَۜ اِنَّ اللّٰهَ خَب۪يرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ ﴿ ١٨ ﴾ وَلَا تَكُونُوا كَالَّذ۪ينَ نَسُوا اللّٰهَ فَاَنْسٰيهُمْ اَنْفُسَهُمْۜ اُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ ﴿ ١٩ ﴾ لَا يَسْتَو۪ٓي اَصْحَابُ النَّارِ وَاَصْحَابُ الْجَنَّةِۜ اَصْحَابُ الْجَنَّةِ هُمُ الْفَٓائِزُونَ ﴿ ٢٠ ﴾ لَوْ اَنْزَلْنَا هٰذَا الْقُرْاٰنَ عَلٰى جَبَلٍ لَرَاَيْتَهُ خَاشِعًا مُتَصَدِّعًا مِنْ خَشْيَةِ اللّٰهِۜ وَتِلْكَ الْاَمْثَالُ نَضْرِبُهَا لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ ﴿ ٢١ ﴾ هُوَ اللّٰهُ الَّذ۪ي لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ عَالِمُ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِۚ هُوَ الرَّحْمٰنُ الرَّح۪يمُ ﴿ ٢٢ ﴾ هُوَ اللّٰهُ الَّذ۪ي لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ اَلْمَلِكُ الْقُدُّوسُ السَّلَامُ الْمُؤْمِنُ الْمُهَيْمِنُ الْعَز۪يزُ الْجَبَّارُ الْمُتَكَبِّرُۜ سُبْحَانَ اللّٰهِ عَمَّا يُشْرِكُونَ ﴿ ٢٣ ﴾ هُوَ اللّٰهُ الْخَالِقُ الْبَارِئُ الْمُصَوِّرُ لَهُ الْاَسْمَٓاءُ الْحُسْنٰىۜ يُسَبِّحُ لَهُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۚ وَهُوَ الْعَز۪يزُ الْحَك۪يمُ ﴿ ٢٤ ﴾

سُورَةُالْحَشْرِ  ٥٤٧ 
الجزء ٢٨
Haşr Sûresi  547 
Cüz  28

17  Nihâyet ikisinin de âkıbeti, gerçekten o iki sinin de içerisinde ebedî kalacakları o (cehennem) ateş(in)de bulunmaları (ve buluşmaları) olmuştur. İşte (Şirk koşarak en büyük zulmü işlemiş olan) o zâlimlerin cezası ancak budur!

18  Ey iman etmiş olan kimseler! Allâh(ın emir ve yasaklarına karşı çıkmak)tan hakkıyla sakının ve (insanların çoğu gafilse de, hiç olmazsa tek) bir nefis (olsun) o (yaşadığı güne nispetle) yarın (gibi yakın olan kıyâmet günü) için önceden ne (gibi salih ameller) hazırlamış olduğuna baksın! Allâh’tan hakkıyla sakının! Şüphesiz Allâh yapmakta olduğunuz şey leri(n görünen-görünmeyen tüm yönlerinden hakkıyla ha berdâr olan bir) Habîr’dir.

19  O kimseler gibi olmayın ki; onlar Allâh’ı( n hukukuna riâyeti) unutmuşturlar, bu sebeple O da onlara kendi nefislerini(n menfa ati için çalışmayı) unutturmuştur! İşte ancak onlar, (Allâh’ın taatından çıkan) fâsık kimselerin ta kendileridir!

20  O (Rablerini unutarak cehennem) ateşin(in) arkadaşları (olma hakkını elde etmiş olan kâfirler) ile (iman ve takvâya sarılarak) cennetin ashâbı (ol mayı hak etmiş kimseler) eşit olamaz! Ancak o cennet ehli kurtuluşa erenlerin ta ken dileridir! (Ama ey insanlar! Aşırı gafletiniz den ve ba şınıza gelecekleri az düşündüğü nüzden dolayı sanki siz sonsuz nimetlere maz har olanlarla, ebedî azaplara uğrayacak o lanlar arasındaki büyük farkı anlamamış gibisiniz!)

21  Eğer Biz işte bu(nca önemli konular ihtivâ eden yüce) Kur’ân’ı büyük bir dağ üzerine indirecek (ve size verdiğimiz gibi ona da akıl verecek) olsaydık, el bette sen (, katılıkta ve kendisine çarpan şeylerden etki lenmemekte örnek olan) onu(n gibi sert bir şeyi dahi) Allâh’ın korkusundan dolayı boyun eğen ve çatlayıp paramparça olan bir şey olarak görürdün! İşte bu örnekler ki; Biz onları insanlara anlatmaktayız! Tâ ki onlar iyice düşünsünler!

22  Ancak Allâh’tır O Zât ki, Kendisinden başka (ibadete lâyık) hiçbir ilâh yoktur! (Hiçbir yaratığın bilgisinin ve duyularının ulaşama yacağı) gizliyi de, (herkes tarafından) görüneni de, (dünyayı da, âhireti de, yoğu da, varı da hakkıyla) bi lendir! (Dünyada müminkâfir ayırmaksızın her yaratığa son derece acıyan ve gerçek manada sadece Kendisi nimet vermekte olan) Rahmân da, (âhirette yalnız iman edenleri son derecede esirgeyen) Rahîm de an cak O’dur!

23  Ancak Allâh’tır O Zât ki, Kendisinden başka (ibadete lâyık) hiçbir ilâh yoktur! (Her şeyin yönetimi Kendisine ait olan ve tüm var lıkların yegâne mâlik ve sahibi bulunan, istediğini üs tün, dilediğini alçak kılabilen, kimse tarafından yönetil meyen ve azledilmesi düşünülemeyen bir) Melik’dir; (noksanlık gerektiren her şeyden son derece arınmış olan, bütün kâmil sıfatlar Kendisine ait olan, sınırlana mayan ve herhangi bir şekille düşünülemeyen bir) Kud dûs’dür; (tüm âfetlerden ve yok oluşlardan uzak olan, tüm selâmetler Kendisinden umulan ve dostlarını sü rekli selamlamakta bulunan bir) Selâm’dır; (Kendi Zât’ına ve peygamberlerine evvela Kendisi inanan, ya ratıkları zulümden, inananları da azaptan emin kılan bir) Mü’min’dir; (her şeyi hakkıyla koruyup gözeten ve her varlık üstünde hakkıyla gözcü olan bir) Mühey min’dir; (eşi-benzeri olmayan bir gâlibiyete sahip olan ve mertebesi asla düşürülemeyen bir) Azîz’dir; (zorla da olsa dilediği yaratığını irâdesi yönünde mec bur bırakabilen ve yaratıklarının tüm işlerini tam ma nasıyla yoluna koyan bir) Cebbâr’dır; (son derece bü yüklük ve ululuk sahibi olan ve kibir ancak Kendisine yakışan bir) Mütekebbir’dir! Onların şirk koşmakta oldukları şeylerden (son derece uzaklık, arılık, tenzîh, takdîs ve) tesbîh Allâh’a!

24  (Yoktan yaratan ve her şeyi bir hikmet üzere ölçüp biçen) Hâlik, (her yarattığını kusurlardan uzak bir şekilde yaratan ve kimini kiminden muhtelif şekil lerle ayıran) Bâri’ ve (dilediği şekilde her yaratığa farklı bir şekil veren) Musavvir ancak O Allâh’tır! O en güzel (manalar ifade eden) isimler sadece O’na aittir! Göklerde ve yerde bulunanlar O’nun için sürekli (tenzîh ve) tesbîhte bulunmaktadır! (Son derece izzet ve ululuk sahibi olan ve buna mü nasip mükemmel ilme mâlik olan) Azîz de, (her işi yerli yerinde olan) Hakîm de ancak O’dur!

Haşr Sûresi  547 
Cüz  28
cihanyamaneren