HATA BİLDİRİMLERİNİZ İÇİN TIKLAYIN
سُورَةُالْجُمُعَةِ  ٥٥٣ 
الجزء ٢٨

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِذَا نُودِيَ لِلصَّلٰوةِ مِنْ يَوْمِ الْجُمُعَةِ فَاسْعَوْا اِلٰى ذِكْرِ اللّٰهِ وَذَرُوا الْبَيْعَۜ ذٰلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ ﴿ ٩ ﴾ فَاِذَا قُضِيَتِ الصَّلٰوةُ فَانْتَشِرُوا فِي الْاَرْضِ وَابْتَغُوا مِنْ فَضْلِ اللّٰهِ وَاذْكُرُوا اللّٰهَ كَث۪يرًا لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ ﴿ ١٠ ﴾ وَاِذَا رَاَوْا تِجَارَةً اَوْ لَهْوًاۨ انْفَضُّٓوا اِلَيْهَا وَتَرَكُوكَ قَٓائِمًاۜ قُلْ مَا عِنْدَ اللّٰهِ خَيْرٌ مِنَ اللَّهْوِ وَمِنَ التِّجَارَةِۜ وَاللّٰهُ خَيْرُ الرَّازِق۪ينَ ﴿ ١١ ﴾
سُورَةُالْمُنَافِقُونَ
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
اِذَا جَٓاءَكَ الْمُنَافِقُونَ قَالُوا نَشْهَدُ اِنَّكَ لَرَسُولُ اللّٰهِۢ وَاللّٰهُ يَعْلَمُ اِنَّكَ لَرَسُولُهُۜ وَاللّٰهُ يَشْهَدُ اِنَّ الْمُنَافِق۪ينَ لَكَاذِبُونَۚ ﴿ ١ ﴾ اِتَّخَذُٓوا اَيْمَانَهُمْ جُنَّةً فَصَدُّوا عَنْ سَب۪يلِ اللّٰهِۜ اِنَّهُمْ سَٓاءَ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ ﴿ ٢ ﴾ ذٰلِكَ بِاَنَّهُمْ اٰمَنُوا ثُمَّ كَفَرُوا فَطُبِعَ عَلٰى قُلُوبِهِمْ فَهُمْ لَا يَفْقَهُونَ ﴿ ٣ ﴾ وَاِذَا رَاَيْتَهُمْ تُعْجِبُكَ اَجْسَامُهُمْۜ وَاِنْ يَقُولُوا تَسْمَعْ لِقَوْلِهِمْۜ كَاَنَّهُمْ خُشُبٌ مُسَنَّدَةٌۜ يَحْسَبُونَ كُلَّ صَيْحَةٍ عَلَيْهِمْۜ هُمُ الْعَدُوُّ فَاحْذَرْهُمْۜ قَاتَلَهُمُ اللّٰهُۘ اَنّٰى يُؤْفَكُونَ ﴿ ٤ ﴾

سُورَةُالْجُمُعَةِ  ٥٥٣ 
الجزء ٢٨
Cuma Sûresi  553 
Cüz  28

9  Ey iman etmiş olan kimseler! Cuma günü o (cuma) namaz(ı) için (ezan okunularak) çağrıda bu lunulduğu zaman, hemen Allâh’ın zikri (olan cuma namazının ikamesi)ne koşun ve alış-veriş (gibi tüm muameleler)i bırakın! İşte size! Bu (, alış-verişin geçi ci kârından) sizin için daha iyidir! Eğer (kalıcı olan hayır ve şerri) bilmekte bulunmuş olduysanız (, son suz ticareti tercih edersiniz)!

10  Artık o namaz bitirildiği zaman, hemen yer (yüzün)de dağılın, Allâh’ın fazlından (kârınızı) ara yın ve Allâh’ı (anmayı sadece namaza tahsis etmeyip, tüm hallerinizde O’nu) çokça zikredin, tâ ki siz (iki cihan saâdetine kavuşarak) felah (ve kurtuluş)a eri şebilesiniz!

11  (Habîbim!) Onlar bir ticaret ya da eğlendirici bir şey gördükleri zaman, (senin etrafından) dağılıp ona doğru yöneldiler ve seni (minberin üzerinde) ayakta bıraktılar! De ki: “Allâh katında bulunan (sevap)lar, eğlenceden de ticaretten de daha hayırlı dır (, zira âhiret mükâfatı kalıcı ve kesindir, dünya menfaatleri ise kalıcı olmadığı gibi, gerçekçi de değildir). Zaten (kullar hiçbir şey yaratma imkânına sahip olamayıp, temin ettikleri imkânlar da sebebiyetten öte geçemediğine göre,) rızık verenlerin en hayırlısı ancak Allâh’tır!"
Câbir ibni Abdillâh (Radıyallâhu anh)`dan rivayet edildiğine göre; Medîne’de açlık ve pahalılığın hüküm sürdüğü bir cuma günü Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) ayakta hutbe okurken Şam’dan bir ticaret kafilesi çıkageldi. Ebû Bekir, Ömer ve Câbir (Radıyallâhu anhüm)ün de aralarında bulunduğu oniki kişi dışında ashâbın tamamı mescidi terk ederek kafileye koştular. Bunun üzerine Rasûlûllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem): “Eğer hepsi çıkacak olsaydı, vadi ateş olup onları yakacaktı!” buyurdu. Ancak Ebû Dâvûd (Rahimehullâh)ın, “el-Merâsîl” isimli eserinde Mukatil ibni Hayyân (Rahimehullâh) dan naklettiğine göre; o dönem Rasûlûllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) bayram namazlarında olduğu gibi, cuma namazını hutbeden önce kıldırıyordu, dolayısıyla sahâbe-i kirâm namazı terk etmiş olmadı, ancak hutbe dinlemenin namaz gibi zorunlu olduğunu bilmediklerinden onu terk ettiler. (İbni Kesîr)

ATMIŞÜÇÜNCÜ SÛRE-İ CELİLE
el-Münâfikûn
SÛRE-İ CELîLESİ

Medenî (Medîne-i Münevvere döneminde inmiş)dir. 11 ayettir.
Rahmân ve Rahîm olan Allâh’ın ismiyle!

1  (Habîbim!) Münafıklar sana geldiği zaman: “Biz şâhitlik ederiz ki, şüphesiz sen elbette Allâh’ın Rasûlüsün!” derler. (Seni gönderen) Allâh biliyor ki, gerçekten sen elbette O’nun Rasû lüsün! Ama Allâh şâhitlik ediyor ki, şüphesiz münâ fık lar(ın söyledikleri söz doğru da olsa, manasına kalben inanmadıkları için) elbette (onlar) ya lan cıdırlar!

2  Onlar (kanlarını ve mallarını korumak için) yeminlerini bir kalkan edinmiştirler de, bu sebeple (Müslüman görünerek elde etmiş oldukları güvenlik içerisinde, samimi Müslümanları) Allâh’ın yolunda (cihatta bulunmakta)n engelle(me gayretine gir)miş tirler. Şüphesiz ki onlar; yapmakta bulunmuş oldukları şeyler ne kötü olmuştur! (İşte onlar evvelden beri kötü amellere alıştıkları için, yalan yere yemin gibi en büyük bir günahı bile kolayca işleyebilmişlerdir.)

3  İşte (onların) bu (şekilde yalan yeminlere sığınarak münafıklıklarını sürdürmeleri) şu se beple dir ki; gerçekten onlar (kelime-i şe hâdet okuyarak) iman etmiş (görüntüsü vermiş)ler, sonra (: “Muham med’in dedikleri haksa, biz eşekten beteriz!” gibi laflar konuştukları fark edilince bu) inkâr(larından herkesi haberdâr) etmişlerdir. Bu nedenle de kalpleri üzerine mühür vurul muştur! Artık onlar (ölünceye kadar gerçek iman hakkında) ince anlayışa sahip olamazlar!

4  Sen o (münafık ola)nları gördüğün zaman, cisimleri(nin iriliği ve kılık-kıyafetlerinin güzelliği) seni hayran bırakır. Konuşacak olsalar, (dillerinin tatlılı ğından ve çok edebiyatlı konuştuklarından dolayı) sen bile onların sözünü dinlersin! Sanki gerçekten onlar (senin meclisinde yaslanarak otururlarken, tek başına duramayıp duvara) dayandırılmış birtakım kütüklerdir (, ruhsuz bedenlerdir, imandan ve hayırdan tamamen arınmış cisimlerdir)! Onlar (korkaklıkların dan ve dünyaya düşkünlüklerinden dolayı) her nârayı kendi aleyhlerine sanırlar! (Bir kayıp ilanı için bile bağırılacak olsa, “Acaba kanlarını ve mallarını mubah edecek bir vahiy mi geldi?” diye akılları başlarından gider.) Gerçek düşman ancak onlardır! Öyleyse (görün tülerine aldanmayı bırak da) onlardan sakın! Allâh onları katletsin (, kahretsin. Ey müminler! Siz de on lara böylece beddua edin)! Nasıl da (bile bile haktan bâtıla) döndürülüyorlar?

Cuma Sûresi  553 
Cüz  28
cihanyamaneren