HATA BİLDİRİMLERİNİZ İÇİN TIKLAYIN
سُورَةُالْمُزَّمِّلِ  ٥٧٣ 
الجزء ٢٩

سُورَةُالْمُزَّمِّلِ
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
يَٓا اَيُّهَا الْمُزَّمِّلُۙ ﴿ ١ ﴾ قُمِ الَّيْلَ اِلَّا قَل۪يلًاۙ ﴿ ٢ ﴾ نِصْفَهُٓ اَوِ انْقُصْ مِنْهُ قَل۪يلًاۙ ﴿ ٣ ﴾ اَوْ زِدْ عَلَيْهِ وَرَتِّلِ الْقُرْاٰنَ تَرْت۪يلًاۜ ﴿ ٤ ﴾ اِنَّا سَنُلْق۪ي عَلَيْكَ قَوْلًا ثَق۪يلًاۜ ﴿ ٥ ﴾ اِنَّ نَاشِئَةَ الَّيْلِ هِيَ اَشَدُّ وَطْـًٔا وَاَقْوَمُ ق۪يلًاۜ ﴿ ٦ ﴾ اِنَّ لَكَ فِي النَّهَارِ سَبْحًا طَو۪يلًاۜ ﴿ ٧ ﴾ وَاذْكُرِ اسْمَ رَبِّكَ وَتَبَتَّلْ اِلَيْهِ تَبْت۪يلًاۜ ﴿ ٨ ﴾ رَبُّ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ فَاتَّخِذْهُ وَك۪يلًا ﴿ ٩ ﴾ وَاصْبِرْ عَلٰى مَا يَقُولُونَ وَاهْجُرْهُمْ هَجْرًا جَم۪يلًا ﴿ ١٠ ﴾ وَذَرْن۪ي وَالْمُكَذِّب۪ينَ اُو۬لِي النَّعْمَةِ وَمَهِّلْهُمْ قَل۪يلًا ﴿ ١١ ﴾ اِنَّ لَدَيْنَٓا اَنْكَالًا وَجَح۪يمًاۙ ﴿ ١٢ ﴾ وَطَعَامًا ذَا غُصَّةٍ وَعَذَابًا اَل۪يمًا ﴿ ١٣ ﴾ يَوْمَ تَرْجُفُ الْاَرْضُ وَالْجِبَالُ وَكَانَتِ الْجِبَالُ كَث۪يبًا مَه۪يلًا ﴿ ١٤ ﴾ اِنَّٓا اَرْسَلْنَٓا اِلَيْكُمْ رَسُولًا شَاهِدًا عَلَيْكُمْ كَمَٓا اَرْسَلْنَٓا اِلٰى فِرْعَوْنَ رَسُولًاۜ ﴿ ١٥ ﴾ فَعَصٰى فِرْعَوْنُ الرَّسُولَ فَاَخَذْنَاهُ اَخْذًا وَب۪يلًا ﴿ ١٦ ﴾ فَكَيْفَ تَتَّقُونَ اِنْ كَفَرْتُمْ يَوْمًا يَجْعَلُ الْوِلْدَانَ ش۪يبًاۗ ﴿ ١٧ ﴾ اَلسَّمَٓاءُ مُنْفَطِرٌ بِه۪ۜ كَانَ وَعْدُهُ مَفْعُولًا ﴿ ١٨ ﴾ اِنَّ هٰذِه۪ تَذْكِرَةٌۚ فَمَنْ شَٓاءَ اتَّخَذَ اِلٰى رَبِّه۪ سَب۪يلًا۟ ﴿ ١٩ ﴾

سُورَةُالْمُزَّمِّلِ  ٥٧٣ 
الجزء ٢٩
Müzemmil Sûresi  573 
Cüz  29

YETMİŞÜÇÜNCÜ SÛRE-İ CELİLE
el-Müzemmil
SÛRE-İ CELîLESİ

Mekkî (Mekke-i Mükerreme döneminde inmiş)dir. Ancak bazı rivayetlere göre; 10, 11 ve 20. âyet-i kerîmeler Medenî’dir. 20 ayettir.
Rahmân ve Rahîm olan Allâh’ın ismiyle!

1  Ey o (, kendisine ilk vahiy geldiğinde dehşete kapılarak) elbisesine bürünen (Rasûlüm)!

2  Geceyi (teheccüd namazında) kıyamla geçir; ancak pek azını (uyu)!

3  Yarısını (kıyamla geçir), ya da ondan biraz eksilt (de üçte birini namazda geçir)!

4  Yahut onun (yarısının) üzerine artış yap(arak üçte ikisini ibadetle geçir)! Kur’ân’ı da (, dinleyenin, harflerini sayacağı şe kilde) tam bir tertîl ile yavaş yavaş, açık açık oku!

5  Muhakkak ki Biz yakında senin üzerine (, emir ve yasakları mükelleflere) pek ağır (gelen)/( herkesin kolayca anlayabileceği şekilde basit ve hafif olmayan) çok ağırlık sahibi/ bir söz bırakacağız.

6  Şüphesiz ki gece (yatağını terk edip, teheccüd için) kıyamda bulunan kişi/gece kalkışı/ gerçek ten de o, (kalple dilin) uyum(u) bakımından daha güçlü, (el ayak çekildiği sessiz bir saate denk geldiği için, gündüze göre) okuma yönünden de daha doğ rudur!

7  Gerçekten senin için gündüzleyin pek uzun (süren ve sürekli ibadetine mâni olan) birçok meşgale vardır. (O halde gecelerini Rabbinin ibadetine ayır!)

8  (Namaz kılarak, Kur’ân okuyarak, ilmî müzâkerelerde bulunarak ve tesbîh, tehlîl gibi zikirlerle) Rab binin adını zikret(meye devam et)! Bir de (ilgi ve alâkalarını Rabbinden gayri her şey den) tam anlamıyla keserek sadece O’na ayrıl!

9  Doğunun ve batının Rabbi ki, O’ndan başka hiçbir İlâh yoktur! Öyleyse sen O’nu (her işinde Kendisine itimat edilecek) bir vekil edin!

10  Onların (Benim ve senin hakkında) söylemekte oldukları (uygunsuz) şeylere karşı sabırlı ol ve (her yaptıklarına karşılık vermeye kalkışmadan, idareli bir şekilde) onları güzel bir terk edişle bırak! (Böylece sen zaman ve zemine göre hareket et, gücün yetmediği yerde kalbinle yapacağın muhalefetle yetin.)

11  Beni o nimet (ve geniş imkân) sahipleri olan yalanlayıcılarla birlikte bırak ve onlara (Bedir gü nüne kadar) pek az (bir süre daha) mühlet ver! (Zira, seninle alay eden o Kureyş müşriklerine o zaman Ben kâfî geleceğim.)

12  Çünkü muhakkak Bizim katımızda (kâfirlere azap etmek için) pek ağır zincirler ve şiddetle tutuşturulmuş büyük bir ateş vardır!

13  Bir de (ateş dikenleri ve zakkum ağacı gibi) boğaza takılan (ve ne mideye inen ne de dışarı çıkan) kötü bir yiyecek ve çok acı veren görülmemiş bir tür azap vardır.

14  O günde ki, yer ve dağlar şiddetlice sarsılacak ve o (sertlikte ve yükseklikte örnek o lan) dağlar akıcı/pek yumuşak/dağılan/ birkum yığını ola caktır.

15  (Ey âhir zaman ümmeti!) Şüphesiz ki Biz, Firavun’a değerli bir elçi gönderdiğimiz gibi, size de üzerinizde şâhit olan çok büyük bir Rasûl gön derdik.

16  Ama Firavun o elçiye isyan etti de, Biz o nu (âkıbeti vahim olan) pek ağır bir yakalayışla yakalayıverdik!

17  (Ey insanlar!) Eğer (dünyada) kâfir olursanız, çocukları ak saçlı ihtiyarlar yapacak (kadar) müt hiş bir gün(ün azap ve felâketin) den nasıl koruna bileceksiniz?

18  Gök (bile), o gün(ün dehşeti) ile yarılıcıdır! O (Allâh-u Sübhânehû)nun vaadi dâimâ yapılmış (bitmiş) bir şey (gibi kesin) olmuştur.

19  Gerçekten işte bu(nca tehdit ihtiva e den âyetler) büyük bir hatırlatmadır/öğüttür/! Artık (hidâ yet bulmak) isteyen (iman ve ta at ile) Rabbine doğru bir yol edinir!

Müzemmil Sûresi  573 
Cüz  29
cihanyamaneren