HATA BİLDİRİMLERİNİZ İÇİN TIKLAYIN
سُورَةُالْمُطَفِّف۪ينَ  ٥٨٧ 
الجزء ٣٠

سُورَةُالْمُطَفِّف۪ينَ
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
وَيْلٌ لِلْمُطَفِّف۪ينَۙ ﴿ ١ ﴾ اَلَّذ۪ينَ اِذَا اكْتَالُوا عَلَى النَّاسِ يَسْتَوْفُونَۘ ﴿ ٢ ﴾ وَاِذَا كَالُوهُمْ اَوْ وَزَنُوهُمْ يُخْسِرُونَۜ ﴿ ٣ ﴾ اَلَا يَظُنُّ اُو۬لٰٓئِكَ اَنَّهُمْ مَبْعُوثُونَۙ ﴿ ٤ ﴾ لِيَوْمٍ عَظ۪يمٍۙ ﴿ ٥ ﴾ يَوْمَ يَقُومُ النَّاسُ لِرَبِّ الْعَالَم۪ينَۜ ﴿ ٦ ﴾ كَلَّٓا اِنَّ كِتَابَ الْفُجَّارِ لَف۪ي سِجّ۪ينٍۜ ﴿ ٧ ﴾ وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا سِجّ۪ينٌۜ ﴿ ٨ ﴾ كِتَابٌ مَرْقُومٌۜ ﴿ ٩ ﴾ وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّب۪ينَۙ ﴿ ١٠ ﴾ اَلَّذ۪ينَ يُكَذِّبُونَ بِيَوْمِ الدّ۪ينِۜ ﴿ ١١ ﴾ وَمَا يُكَذِّبُ بِه۪ٓ اِلَّا كُلُّ مُعْتَدٍ اَث۪يمٍۙ ﴿ ١٢ ﴾ اِذَا تُتْلٰى عَلَيْهِ اٰيَاتُنَا قَالَ اَسَاط۪يرُ الْاَوَّل۪ينَۜ ﴿ ١٣ ﴾ كَلَّا بَلْ۔ رَانَ عَلٰى قُلُوبِهِمْ مَا كَانُوا يَكْسِبُونَ ﴿ ١٤ ﴾ كَلَّٓا اِنَّهُمْ عَنْ رَبِّهِمْ يَوْمَئِذٍ لَمَحْجُوبُونَۜ ﴿ ١٥ ﴾ ثُمَّ اِنَّهُمْ لَصَالُوا الْجَح۪يمِۜ ﴿ ١٦ ﴾ ثُمَّ يُقَالُ هٰذَا الَّذ۪ي كُنْتُمْ بِه۪ تُكَذِّبُونَۜ ﴿ ١٧ ﴾ كَلَّٓا اِنَّ كِتَابَ الْاَبْرَارِ لَف۪ي عِلِّيّ۪ينَۜ ﴿ ١٨ ﴾ وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا عِلِّيُّونَۜ ﴿ ١٩ ﴾ كِتَابٌ مَرْقُومٌۙ ﴿ ٢٠ ﴾ يَشْهَدُهُ الْمُقَرَّبُونَۜ ﴿ ٢١ ﴾ اِنَّ الْاَبْرَارَ لَف۪ي نَع۪يمٍۙ ﴿ ٢٢ ﴾ عَلَى الْاَرَٓائِكِ يَنْظُرُونَۙ ﴿ ٢٣ ﴾ تَعْرِفُ ف۪ي وُجُوهِهِمْ نَضْرَةَ النَّع۪يمِۚ ﴿ ٢٤ ﴾ يُسْقَوْنَ مِنْ رَح۪يقٍ مَخْتُومٍۙ ﴿ ٢٥ ﴾ خِتَامُهُ مِسْكٌۜ وَف۪ي ذٰلِكَ فَلْيَتَنَافَسِ الْمُتَنَافِسُونَۜ ﴿ ٢٦ ﴾

سُورَةُالْمُطَفِّف۪ينَ  ٥٨٧ 
الجزء ٣٠
Mutaffifîn Sûresi  587 
Cüz  30

SEKSENÜÇÜNCÜ SÛRE-İ CELİLE
el-Mutaffifîn
SÛRE-İ CELîLESİ

Mekkî (Mekke-i Mükerreme döneminde inmiş)dir. 36 ayettir.
Rahmân ve Rahîm olan Allâh’ın ismiyle!

1  Büyük bir helâk vardır o eksiltme yapanlara!

2  O kimseler ki (kendileri namına) ölçtükleri vakit insanlar aleyhine (haklarından fazla) bolca alırlar.

3  O (insa)nlara (haklarını vermek için) ölçüm yaptıklarında yahut onlara tartma yaptıklarında ise eksiltirler.

4  İşte (madem yakînen inanmıyorlar, peki ya) onlar zanda da bulunmuyor mu ki; gerçekten ken dileri diriltil(erek hesaba çekil) ecek kimselerdir? (Dirileceğine dair en ufak bir tahmini olan bile böyle çirkin işlere cesaret edemezken, ya gerçekten inananın bu gibi günahlara bulaşması nasıl düşünülebilir?)

5  Pek büyük bir gün(ün muhasebesi) için!

6  Bütün insanların, tüm âlemlerin Rabbi(nin hükmü ve cezası) için (kabirlerinden) kalkacağı günü (kastediyorum)!

7  Hayır! (Dirilmekten ve hesaptan bu kadar gafil olmayın!) Şüphesiz (çekinmeden günah işleyen) fâ cirlerin (yaptıkları kötü amellerin kayıtlı olduğu) ki tab(lar)ı elbette Siccîn’dedir.

8  Siccîn’in ne olduğunu hangi şey sana bildir miştir? (Kimse bilemez ki bildirsin, ancak Ben bilirim! İşte şimdi bildiriyorum ki; o,)

9  Yazısı açık olan/(içinde hiçbir hayır bulunmadığına dair bir alâmetle) nişanlı/büyük bir kitaptır (ki, kâfirlerin ruhlarının hapsedildiği yedinci kat yerde bulunan bu kitapta, şeytanların amelleri dâhil, ins-ü cinnin kâfirlerinin tüm yaptıkları yazılıdır. İşte her kâfirin özel defteri bu büyük kitabın içindedir)!

10  İşte o gün büyük bir helâk vardır o yalanlayıcılar için ki,

11  O kişiler ceza gününü yalan saymaktadırlar,

12  Oysa her haddi aşan ve çokça günah kazanan kimseden başkası onu yalanlamaz!

13  (O ceza gününü bildiren Kur’ân’ı yalanlayan kişi, haktan o derece yüz çevirmiştir ki;) âyetlerimiz onun üzerine art arda okunduğu zaman: “Evvelkilerin yazıp çizmiş olduğu birtakım yalanlardır!” demiş tir (ve böylece ne aklî, ne de naklî hiçbir delilden fayda görememiştir).

14  Hayır! (Bu azgının sözü asla doğru değildir!) Doğrusu kazanmakta bulunmuş oldukları (kötü) şeyler (ve sıralı işlemiş oldukları günahlar) onların kalplerinin üzerini (manevî bir) pasla kaplamıştır. (İşte böylece ölen kalpleri âyetlerden tesirlenmeye cek bir hal almıştır.)

15  Hayır! (Kalbi bürüyecek bu gibi kötü amelleri bırakın!) Şüphesiz onlar işte o (müminlerin Allâh-u Te`âlâ’yı görecekleri) gün Rablerin(i görmek)den elbette engellidirler/ per delenmiş kimselerdir/!

16  Sonra muhakkak onlar o şiddetle tutuşturulmuş ateşe elbette girici (ve onun dayanılmaz sıcağına tahammüle mecbur edilici) dirler!

17  Sonra: “Sizin (dünyada) kendisini yalanlamakta bulunmuş olduğunuz o şey işte budur!” de nilecektir.

18  Hayır! (Bu inkârı bırakın da iman ederek iyilere katılın!) Şüphesiz iyilerin (yaptıkları güzel amellerin kayıtlı olduğu) kitap(lar)ı elbette Illiyyîn’dedir.

19  Illiyyûn’ün ne olduğunu sana hangi şey bildirmiştir? (Kimse bilemez ki bildirsin, ancak Ben bilirim! İşte şimdi bildiriyorum ki; o,)

20  Yazısı açık olan/(bütün ha yırların, kendisinde bulunduğuna dâir bir alâmetle) nişanlı/ büyük bir kitaptır. (Melâikenin efendileri olan Kerûbiyyûn me leklerinin sâkin bulunduğu yedinci kat gökte, Arş’ın altında bulunan bu kitapta, meleklerin amelleri dâhil, insü cinnin salihlerinin tüm amelleri kayıtlıdır. İşte her müminin özel defteri bu büyük kitabın içindedir) ki;

21  (Allâh-u Te`âlâ’ya manen son derece yakın kılı nan) mukarreb (melek)ler onun yanında bulun(a rak kendisini koru)maktadır/ on(da bulunanlar)a şahitlik yapmaktadır/!

22  Şüphesiz o (imanlı ve) iyi kullar elbette büyük bir nimet içerisindedir;

23  (Kıymetli perdelerle kapatılmış) kubbeler içerisinde bulunan tahtlar üzerinde (oturmuş, diledik leri cennet manzaralarına) bakmaktadırlar.

24  Nimetlenmenin güzelliğini ve parıltısını onların yüzlerinde anlarsın!

25  Onlar damgalı hâlis bir şaraptan içirilecek lerdir ki;

26  (Dünya şarapları çamur gibi şeylerle damgalanırken,) onun damgası bir misktir/ onun sonu(nda hissedilen koku) bir misktir/. İşte nefis şeylere rağbetli olanlar (ibadetlere koşarak) ancak buna rağbet etsin(ler)!

Mutaffifîn Sûresi  587 
Cüz  30
cihanyamaneren