HATA BİLDİRİMLERİNİZ İÇİN TIKLAYIN
سُورَةُالْقَارِعَةِ  ٦٠٠ 
الجزء ٣٠

سُورَةُالْقَارِعَةِ
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
اَلْقَارِعَةُۙ ﴿ ١ ﴾ مَا الْقَارِعَةُۚ ﴿ ٢ ﴾ وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا الْقَارِعَةُۜ ﴿ ٣ ﴾ يَوْمَ يَكُونُ النَّاسُ كَالْفَرَاشِ الْمَبْثُوثِۙ ﴿ ٤ ﴾ وَتَكُونُ الْجِبَالُ كَالْعِهْنِ الْمَنْفُوشِۜ ﴿ ٥ ﴾ فَاَمَّا مَنْ ثَقُلَتْ مَوَاز۪ينُهُۙ ﴿ ٦ ﴾ فَهُوَ ف۪ي ع۪يشَةٍ رَاضِيَةٍۜ ﴿ ٧ ﴾ وَاَمَّا مَنْ خَفَّتْ مَوَاز۪ينُهُۙ ﴿ ٨ ﴾ فَاُمُّهُ هَاوِيَةٌۜ ﴿ ٩ ﴾ وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا هِيَهْۜ ﴿ ١٠ ﴾ نَارٌ حَامِيَةٌ ﴿ ١١ ﴾
سُورَةُالتَّكَاثُرِ
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
اَلْهٰيكُمُ التَّكَاثُرُۙ ﴿ ١ ﴾ حَتّٰى زُرْتُمُ الْمَقَابِرَۜ ﴿ ٢ ﴾ كَلَّا سَوْفَ تَعْلَمُونَۙ ﴿ ٣ ﴾ ثُمَّ كَلَّا سَوْفَ تَعْلَمُونَۜ ﴿ ٤ ﴾ كَلَّا لَوْ تَعْلَمُونَ عِلْمَ الْيَق۪ينِۜ ﴿ ٥ ﴾ لَتَرَوُنَّ الْجَح۪يمَۙ ﴿ ٦ ﴾ ثُمَّ لَتَرَوُنَّهَا عَيْنَ الْيَق۪ينِۙ ﴿ ٧ ﴾ ثُمَّ لَتُسْـَٔلُنَّ يَوْمَئِذٍ عَنِ النَّع۪يمِ ﴿ ٨ ﴾

سُورَةُالْقَارِعَةِ  ٦٠٠ 
الجزء ٣٠
Kâria Sûresi  600 
Cüz  30

YÜZBİRİNCİ SÛRE-İ CELİLE
el-Kâria
SÛRE-İ CELîLESİ

Mekkî (Mekke-i Mükerreme döneminde inmiş)dir. 11 ayettir.
Rahmân ve Rahîm olan Allâh’ın ismiyle!

1  O (Sûr’a üfürüldüğünde kopacak) şiddetli sesle (kalplere) çarp(ıp korku ve dehşet sal) acak olan hâdise!

2  O kuvvetli sesle (kalplere) çarpacak olan hâdise nedir?

3  O güçlü sesle (kalplere) çarpacak olan hâdise nin ne (kadar büyük bir şey) olduğunu sana bildir miş olan şey de nedir? (Kimse bilemez ki bildirsin! İşte şimdi Ben sana bil diriyorum!)

4  O gün ki; insanlar (ateş etrafında pervâ ne olan) yayılmış kelebekler gibi (kalabalık, zelil, zayıf ve çır pınır bir halde, kendilerini çağıran davetçiye doğru uçar gibi koşuşur) olacak!

5  Dağlar da (hallaç pamuğu şeklinde) atılmış renkli yün gibi (parçaları birbirinden ayrılan ve ha vada uçuşan bir şey) olacak! (İşte o gün Sûr’un gür sesi onların kalplerine çarpacak!)

6  İşte (o gün) her kimin (sevaplarını tartacak olan) terazileri/tartılan (sevap)ları/(Allâh indinde değeri ve) ağırlığı olan amelleri/ ağır geldiyse;

7  Artık o, çok hoşnut olunan pek değerli bir yaşantı içerisindedir.

8  Ama her kimin (hiçbir hasenesi olmadığından, ya da günahları sevaplarına ağır bastığından dolayı, se vaplarını tartacak olan) terazileri/tartılan (sevap)la rı/ hafif geldiyse;

9  İşte onun anası(nın kucağı gibi sokulacağı ve sığınacağı yer) Hâviye’dir!

10  Onun ne (kadar feci bir azap mahalli) olduğunu sana bildirmiş olan şey de nedir?

11  (O,) son derece kızmış olan pek büyük bir ateştir (ki, cehennemin en alt kapısı olan bu yere, baş ları üstüne ters çevrilmiş olarak atılanlar ancak yetmiş senede dibini bulabileceklerdir)!

YÜZİKİNCİ SÛRE-İ CELİLE
el-Tekâsür
SÛRE-İ CELîLESİ

Mekkî (Mekke-i Mükerreme döneminde inmiş)dir. 8 ayettir.
Rahmân ve Rahîm olan Allâh’ın ismiyle!

1  (Malınızla, çoluk-çocuğunuzla ve bazı üstünlük lerinizle) çokluk taslamak sizi (Rabbinize itaat et mekten ve gazabından kurtaracak faziletli amellerle meşgul olmaktan) alıkoydu.

2  Tâ ki siz (aşiretinizin ve kavm-ü kabilenizin çokluğuyla övünmek için dirileri saymakla yetinmeyip,) kab ristanları ziyaret ettiniz (de, ölümden ibret alacak yerde işi tersine çevirerek, kabir ziyaretini bir gaflet se bebi yaptınız)!/ (Bu gurur ve iftiharı ömür boyu sür dürerek, âhiret gibi en önemli bir işi ihmal ettiniz,) tâ ki siz (ölüp gömülerek) mezarlıkları ziyaret ettiniz!/

3  Hayır! (Kendini düşünen bir kişinin, dinine önem vermeyip, bütün gayretini dünyaya sarfetmesi olacak şey değildir!) Yakında (can boğaza dayandığı zaman ve kabre girdiğinizde, yaptığınız işin kötü sonucunu) bileceksiniz!

4  Sonra hayır! (Akıllı birinin, gafleti bu kadar sürdürmesi yakışır bir şey değildir!) Yakında (dirilirken, uyarılarımızın ne kadar yerinde olduğunu) bileceksiniz!

5  Hayır! (Artık korkutulduğunuz şeyi önemsememeyi bırakın!) Eğer siz (gözle görür gibi) kesin bir ilimle (önünüzdeki tehlikeleri) bilseydiniz (, elbette bu düşünce sizi diğer meşguliyetlerinizden alıkoyardı, ama ne var ki siz cahil ve sapık kimselersiniz)!

6  Andolsun ki; elbette siz o şiddetle tutuşturulmuş ateşi göreceksiniz!

7  Sonra (yine) yemin olsun ki; elbette siz o nu, gerçeğin ta kendisi olan bir (göz görüşü) hal(in)de muhakkak göreceksiniz!

8  Sonra (tekrar) kasem olsun ki; elbette siz işte o gün (dünyada sizi Rabbinize itaat ve şükürden alıkoymuş olan) nimetlerden kesinlikle sorulacaksınız!
Birçok sahih hadîs-i şerîflerde; hurma ve su gibi zaruri yiyecek ve içeceklerden dahi mesul olunacağı, özellikle güvenlik ve sağlık, göz ve kulak gibi nimetlerin şükrünün sorulacağı bildirilmişse de, bu sorgu, inkâr eden ve farzları ihmal eden kimseler hakkında azâba dönüşen bir azarlama niteliği taşıyacak, ibadetlerini yapan müminler hakkında ise, nimeti hatırlatma kabîlin den olacaktır! (Hâzin)

Kâria Sûresi  600 
Cüz  30
cihanyamaneren