HATA BİLDİRİMLERİNİZ İÇİN TIKLAYIN
سُورَةُالْمُدَّثِّرِ  ٥٧٦ 
الجزء ٢٩

فَمَا تَنْفَعُهُمْ شَفَاعَةُ الشَّافِع۪ينَۜ ﴿ ٤٨ ﴾ فَمَا لَهُمْ عَنِ التَّذْكِرَةِ مُعْرِض۪ينَۙ ﴿ ٤٩ ﴾ كَاَنَّهُمْ حُمُرٌ مُسْتَنْفِرَةٌۙ ﴿ ٥٠ ﴾ فَرَّتْ مِنْ قَسْوَرَةٍۜ ﴿ ٥١ ﴾ بَلْ يُر۪يدُ كُلُّ امْرِئٍ مِنْهُمْ اَنْ يُؤْتٰى صُحُفًا مُنَشَّرَةًۙ ﴿ ٥٢ ﴾ كَلَّاۜ بَلْ لَا يَخَافُونَ الْاٰخِرَةَۜ ﴿ ٥٣ ﴾ كَلَّٓا اِنَّهُ تَذْكِرَةٌۚ ﴿ ٥٤ ﴾ فَمَنْ شَٓاءَ ذَكَرَهُۜ ﴿ ٥٥ ﴾ وَمَا يَذْكُرُونَ اِلَّٓا اَنْ يَشَٓاءَ اللّٰهُۜ هُوَ اَهْلُ التَّقْوٰى وَاَهْلُ الْمَغْفِرَةِ ﴿ ٥٦ ﴾
سُورَةُالْقِيٰمَةِ
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
لَٓا اُقْسِمُ بِيَوْمِ الْقِيٰمَةِۙ ﴿ ١ ﴾ وَلَٓا اُقْسِمُ بِالنَّفْسِ اللَّوَّامَةِ ﴿ ٢ ﴾ اَيَحْسَبُ الْاِنْسَانُ اَلَّنْ نَجْمَعَ عِظَامَهُۜ ﴿ ٣ ﴾ بَلٰى قَادِر۪ينَ عَلٰٓى اَنْ نُسَوِّيَ بَنَانَهُ ﴿ ٤ ﴾ بَلْ يُر۪يدُ الْاِنْسَانُ لِيَفْجُرَ اَمَامَهُۚ ﴿ ٥ ﴾ يَسْـَٔلُ اَيَّانَ يَوْمُ الْقِيٰمَةِۜ ﴿ ٦ ﴾ فَاِذَا بَرِقَ الْبَصَرُۙ ﴿ ٧ ﴾ وَخَسَفَ الْقَمَرُۙ ﴿ ٨ ﴾ وَجُمِعَ الشَّمْسُ وَالْقَمَرُۙ ﴿ ٩ ﴾ يَقُولُ الْاِنْسَانُ يَوْمَئِذٍ اَيْنَ الْمَفَرُّۚ ﴿ ١٠ ﴾ كَلَّا لَا وَزَرَۚ ﴿ ١١ ﴾ اِلٰى رَبِّكَ يَوْمَئِذٍۨ الْمُسْتَقَرُّۜ ﴿ ١٢ ﴾ يُنَبَّؤُا الْاِنْسَانُ يَوْمَئِذٍ بِمَا قَدَّمَ وَاَخَّرَۜ ﴿ ١٣ ﴾ بَلِ الْاِنْسَانُ عَلٰى نَفْسِه۪ بَص۪يرَةٌۙ ﴿ ١٤ ﴾ وَلَوْ اَلْقٰى مَعَاذ۪يرَهُۜ ﴿ ١٥ ﴾ لَا تُحَرِّكْ بِه۪ لِسَانَكَ لِتَعْجَلَ بِه۪ۜ ﴿ ١٦ ﴾ اِنَّ عَلَيْنَا جَمْعَهُ وَقُرْاٰنَهُۚ ﴿ ١٧ ﴾ فَاِذَا قَرَأْنَاهُ فَاتَّبِعْ قُرْاٰنَهُۚ ﴿ ١٨ ﴾ ثُمَّ اِنَّ عَلَيْنَا بَيَانَهُۜ ﴿ ١٩ ﴾

سُورَةُالْمُدَّثِّرِ  ٥٧٦ 
الجزء ٢٩
Müddessir Sûresi  576 
Cüz  29

48  Artık (melekler, peygamberler ve salihlerden oluşan tüm) şefaatçiler (aracı olmaya kalksa da, hiç birin)in şefaati onlara fayda vermeyecektir.

49  Şimdi ne oldu onlara; o (Kur’ân gibi bir) öğüt ten yüz çeviren kimseler olarak?!

50  Sanki gerçekten onlar şiddetle kaçan yaban eşekleridir ki;

51  Aslandan kaçmışlardır! (İşte bu müşrikler de Kur’ân’ı ve vaazları dinlemekten böylece kaçmakta dırlar.)

52  Doğrusu onlardan her biri, (açma zahmetine dahi katlanmayacağı şekilde) iyice açılmış (olan ve içerisinde: “Allâh’tan falanca kula! Muhammed’e uy!” emri yazılı bulunan) birtakım sayfalar kendisine verilsin diye arzulamaktadır.

53  Hayır! (Onlar bu taleplerine asla ulaşacak değillerdir!) Doğrusu onlar (kendilerine böyle bir kitap verilmediği için değil,) âhiretten korkmuyorlar (da onun için Kur’ân’dan yüz çeviriyorlar)!

54  Hayır! (Onların bu şekilde yüz çevirmeleri asla doğru değildir.) Şüphesiz ki o (Kur’ân) büyük bir öğüttür!

55  Artık (iki cihan saâdetini kazanmak) dileyen onu (hiç unutmaksızın sürekli) hatırlayıp öğüt alır!

56  (Onlar: “Madem öyle, istediğimiz zaman Kur’ân’ı inceleriz, işimize gelirse inanırız!” diyorlar,) ama Allâh dilemedikçe onlar hatırlayıp öğüt alamazlar! (Ken disinden) sakınılmaya lâyık olan da, (Zât’ından sakı nanlara karşı) mağfiret ehli olan da ancak O’dur!

YETMİŞBEŞİNCİ SÛRE-İ CELİLE
el-Kıyâmet
SÛRE-İ CELîLESİ

Mekkî (Mekke-i Mükerreme döneminde inmiş)dir. 40 ayettir.
Rahmân ve Rahîm olan Allâh’ın ismiyle!

1  Kıyâmet gününe yemin ederim!

2  (Takvâdaki kusurundan dolayı kıyâmet günü kendisini) çokça kınaya(cak ola)n o nefse de kasem ederim (ki, mutlaka diriltileceksiniz)!

3  İnsan sanıyor mu ki (ölüp dağılmasının ve un ufak bir hale gelerek toprağa karışmasının ardından) Biz onun kemiklerini asla toplayamayacağız?!

4  Evet! (Diğer kemiklere nazaran çok küçük ve latif olmalarına rağmen) parmaklarını/ parmak uçla rını/ (bile hiçbir noksan ve değişiklik bulunmaksızın dünyada olduğu haliyle) düzgünce yaratmamıza gücü yetenler olarak (onun bütün kemiklerini toplayacağız)!

5  Doğrusu insan (hâl-i hazırda olduğu gibi,) önünde(ki gelecekte) de isyanına (ve günahına) devam etmek istemektedir.

6  (İnadına) sorar ki: “Kıyâmet günü ne zamandır?”

7  (Gördüğü şeylerin büyüklüğünden dolayı,) göz dehşete kapılarak, şimşeğe bakmış gibi şaşakal dığı zaman;

8  Ayın da ışığı kaybolduğu zaman;

9  Bir de güneşle ay (batıdan doğma noktasında) birleştirildiği zaman;

10  İşte o gün insan: “Kaçış yeri nerededir?” diyecektir.

11  Hayır (ey insan! Bu arayışından vazgeç)! Sığınılacak hiçbir yer yoktur!

12  İşte bugün yerleşim ancak Rabbin(in göstereceği yer)edir!

13  İşte o gün insan, öne sür düğü ve geri bıraktığı (; yap tığı ve yapmadığı) şeylerden iyice haberdâr edilecektir.

14  Doğrusu insan kendi nefsine karşı yeterli bir şâhittir/nefsin(in tüm amellerin)e karşı açık bir delildir/!

15  Velev ki tüm mazeretlerini (ortaya) at(arak nefsini kurtarma uğrunda zorlu bir mücadeleye kalkış) mış olsun (, yine de bundan fayda göremez)!

16  (Ey Cibrîl’in getirdiği vahyi dinlerken, bir şey kaçırmayayım diye o bitirmeden acele kıraate başlayan Habîbim!) Onu acele alayım diye (vahyin tamamlan masını beklemeden) dilini onunla hareket ettirme!

17  Şüphesiz onu (senin hâfızanda) toplamak da, onun okunması(nı dilinde sağlamak) da ancak Bize aittir!

18  Artık Biz onu (Cibrîl vasıtasıyla sana) okuduğumuz zaman, sen hemen onun okuyuşunu iyice izle (ve zihninde yerleşsin diye tekrar et)!

19  Sonra, onun (manalarının) açıklanmasıda şüphesiz sadece Bi ze aittir! (ki sen onları hadislerinle ümme tine anlatasın.)

Müddessir Sûresi  576 
Cüz  29
cihanyamaneren